Bilginerler en büyük sorunun yaşlıların kalmasına uygun, Avrupa Birliği standartlarında yer bulmak ve nitelikli, eğitimli personel bulmak olduğunu anlatarak, kendisinin de bu yönde çeşitli çalışmalar yaptığını ifade etti.

Ancak yapılan çalışmaların maddi engellere takıldığından söz eden Bilginerler, bu gibi projelerin başka biri tarafından hayata geçirildiğini görmenin bile kendisini mutlu edeceğini ifade etti.    Bilginerler ayrıca elektrik faturalarıyla da baş etmekte sorun yaşadıklarını söyleyerek, bu konuda bakımevlerine indirim uygulanmasının bakımevlerinin kalitelerini artırmasında rol oynayacağını belirtti.

“En büyük sorunumuz yer ve nitelikli personel”   

Özen Yaşlı Bakımevi sahibi Meryem Bilginerler, yaşlı yurtlarının sıkıntılarının büyük olduğunu söyleyerek en büyük sorunlardan birincisinin yer sorunu olduğunu belirtti.    Bilginerler, ülkedeki hiçbir huzurevinin yaşlıya uygun statüde olmadığını ifade ederek, “Yaşlıya uygun bir huzurevi yapamadık, bulamadık ve yaşlılarımızı yaşatamadık” dedi. Kendisine göre devletin de yaşlıya uygun bir huzurevi olmadığından söz eden Bilginerler, huzurevlerinin yaşlıya uygun ve Avrupa Birliği standartlarında olması gerektiğini söyledi. “Arazi elimden alındı”    Bilginerler, kaymakamlıktan bir arazi aldığını ve onun projelerini kendi imkanları ile yaptığını söyleyerek, bu alanı tellediğini, ağaçlandırdığını ancak üzerinden 7 yıl geçtiği için elinden bu arazinin alığını belirtti.       

Hazırlanan projenin Avrupa Birliği standartlarına uygun olduğunu kaydeden Bilginerler, bu projeyi hayata geçirebilmek içinse paraya ihtiyaç duyup, bunun için de Kalkınma Bankası dahil birçok merciye başvurduğunu anlattı.   

Meryem Bilginerler, bu projenin hayata geçmesi için belki de 3 buçuk, 4 trilyonluk paraya ihtiyaç olduğunu söyledi. “Bir çanta dolusu proje elimde kaldı”    Bilginerler, bir çanta dolusu projenin elinde kaldığını belirterek, hedefinin aynı Rauf Raif Denktaş Kültür Sarayı gibi bir bakım evi yapmak olduğunu ifade etti.     Meryem Bilginerler, “Projede arka tarafta bungalowlarda yer alıyordu. Burada yurt dışından gelen yaşlılarda kalabilecek ve hizmet alabilecekti. Doktor, hemşire, fizik tedavi uzmanı olacaktı. Kafeterya olacaktı ve aileleri geldiğinde yemeklerini orada yiyebileceklerdi” dedi.    

  Bilginerler, ayrıca Mağusa bölgesine tam 26 yıldır hizmet verdiğini kaydederek, sadece 10 yıl başka bir huzurevinde yönetici sekreterlik yaptığını ve 15 yıldır da kendi işyerinde olduğunu söyledi. Kendisinin hayata geçiremediği bu projeyi “umarım devletimiz yapar” diyen Bilginerler, ülkede yaşlılarımız için böyle bir projenin ihtiyaç olduğunu ve bunun yapılmasının kendisini mutlu edeceğini belirtti.    Bilginerler, “imkânım olmadığı için bu proje yarım kaldı. Umarım devlet ya da zengin birileri bu projeyi hayata geçirir” dedi.

“Eğitimli personel bulamıyoruz”    

Meryem Bilginerler, yaşadıkları en büyük sorunlardan bir diğerinin de personel sorunu olduğunu belirterek, kendisinin de eğitimli hemşireler ve bakıcılarla çalışmak istediğini ancak bakıcı bulmakta ciddi sıkıntılar yaşadıklarını ifade etti.   

Böyle olunca da artı yönlerin eksiye döndüğünden söz eden Bilginerler, “Bu iş biraz da gönül işidir. Yaşlıyı sevmek lazım. Sevgi ile hizmet vermek lazım. Biz bu durumda personel bulamıyoruz. Bulduğumuzda da en çok bu kişileri çalıştırıyoruz. Çünkü onlar izne bile çıktığında işlerde sorun olabiliyor” dedi. “Maaşlar ona göre düzenlenmeli”    Sosyal yardım ve emekli maaşlarının yükseltilmesi gerektiğini kaydeden Bilginerler, “Düşünün 9 bin TL maaş alan bir yaşlı, kiralık bir evde kalıyor, elektrik parası ödüyor, su parası ödüyor ve bunların dışında yeme gideri de var. Sizce geçinebilir mi? Bu 9 bin TL’yi bana veriyor. Ben bu 9 bin TL ile kaç tane bakıcı tutabilirim? Bu nedenle devlet sosyal yardım maaşlarını, emekli maaşlarını asgari ücrete göre düzenlemelidir” dedi.  

Yaşlıyı soğukta ve sıcakta bırakamayacaklarını söyleyen Bilginerler, bu nedenle de sürekli klimaların çalıştığını ve bu kez de faturaların fazla kabarık geldiğini belirtti. Bilginerler, bunun da bütçelerini zorladığını anlattı.    

Meryem Bilginerler, huzurevi işletmecileri olarak ellerinden geleni yapmaya çalıştıklarını söyleyerek kendinin huzurevlerini 3’e ayırdığını belirtti.   

Birinde ruh sağlığı problemi ve yatalak kişilerin kaldığını, diğerinde alzehimer hastalarının kaldığını ve diğerinde de down sendromluların kaldığını söyleyen Bilginerler, bu kişilere el işi yaptırıldığını, ilgili okullara gönderildiğini belirtti.
 

KAYNAK:BAĞIMSIZ GAZETE