Bir insanla tanıştığımızda yaşı, cinsiyeti, saç ve ten rengi gibi fiziksel özelliklerine göre o kişiyle ilgili bir ilk izlenim ediniyoruz. Aynı değerlendirmeyi ses tonu için de yapıyoruz. Örneğin radyo tiyatrosu ya da podcast dinlerken veya telefonda konuşurken sesini duyduğumuz kişi hakkında kadın mı, erkek mi; genç mi, yaşlı mı; sert biri mi yoksa uysal mı şeklinde çeşitli varsayımlarda bulunabiliyoruz. Ayrıca ses tonu insanların duygu durumu hakkında da fikir verebiliyor. Yani ses tonumuz sayesinde kişisel özelliklerimizle ilgili bilgi sahibi olabiliyoruz.

Diğer yandan ses tonumuz neredeyse parmak izimiz gibi eşsiz. Ses tonunun kendine özgü özelliği nedeniyle insanları ses tonundan tanıyabiliyoruz. Bütün bu nedenlerle ses tonu sözlü iletişimde son derece önemli.

Ses Tonu Gerçekten Kişilik Özellikleri ile İlişkili mi?

Göttingen Üniversitesi Psikoloji Bölümünden Julia Stern ve arkadaşları insanların sesleri ile kişilik özellikleri arasında bir ilişki olup olmadığını belirlemek için bir çalışma yaptı. Sonuçları Journal of Research in Personality dergisinde yayımlanan araştırmada, dört farklı ülkeden 2.217 katılımcıya kişilik özelliklerini değerlendirdikleri bir anket uygulandı. Aynı zamanda katılımcıların ses kayıtları alınarak bir bilgisayar programı ile ses perdeleri analiz edildi.

Perde müzikte bir sesin tüm ses yelpazesi içindeki konumunu ifade eden bir kavramdır. Sesler, kendilerini oluşturan ses dalgasının frekans değerine göre yüksek ya da düşük perdeli olabilir. Frekansı yüksek ses dalgalarının oluşturduğu sesler yüksek perdelidir ve daha tizdir. Frekansı düşük ses dalgalarının oluşturduğu sesler ise düşük perdelidir ve daha pestir.

Veriler ses perdesi düşük olan katılımcıların daha baskın karakterli ve dışa dönük, ses perdesi yüksek olan katılımcıların ise daha az baskın karakterli ve içe dönük bir kişiliğe sahip olduğunu gösteriyor.

Analizler sırasında duygusal denge, deneyime açıklık ve sorumluluk gibi kişilik özelliklerinin ses perdesi ile ilişkisi incelendi. Ancak bu kişisel özelliklerle ses perdesi arasında belirgin bir ilişki kurulamadı. Araştırmacılara göre ileride yapılacak çalışmalarla hangi kişilik özelliklerinin ses tonunun hangi özellikleriyle ilişkili olabileceğine dair kapsamlı bilgilere sahip olabiliriz.

Aslında sadece başkalarının ses tonuna değil kendi ses tonumuza karşı da hassasız. Örneğin kendi ses kaydımızı dinlediğimizde sesimiz farklı gelir. Genellikle insanlar kayıttan dinledikleri kendi ses tonlarını beğenmediklerini söyler.

Her ne kadar kendi ses kaydımızı dinlediğimizde sesimizi farklı bulsak da başka seslerle kıyasladığımızda kendi sesimizi diğer insanların sesinden daha çekici bulduğumuzu gösteren çalışmalar da var. Psikolog Dr. Susan M. Hughes ve Marissa A. Harrison'un gerçekleştirdiği bir araştırmada, 80 katılımcıdan 1’den 10’a kadar saymaları istendi ve bu sırada ses kayıtları alındı. Daha sonra katılımcılara 18 farklı ses kaydı dinletildi. Son olarak katılımcılardan dinledikleri sesleri çekicilik bakımından puanlandırmaları istendi. Bu ses kayıtları arasında kendi seslerinin de olduğu belirtilmedi. Sonuçta katılımcılar kendi ses tonlarını, dinledikleri diğer ses tonlarına kıyasla daha çekici buldu. Araştırmacılar, bu durumun benzerlik algısından kaynaklandığını çünkü benzerlik algısının insanlar arasında çekicilik algısını güçlendirdiğini öne sürüyor. 

Peki ses tonumuz kişiliğimiz hakkında bilgi veriyorsa ses tonumuzdaki değişiklikler kişiliğimizi nasıl etkiliyor?

Bazı insanlar farklı gerekçelerle ses tonlarını cerrahi müdahaleler yoluyla değiştirmek isteyebiliyor. Ancak bu kişiler ses tonları değiştikten sonra kendi kimliklerine karşı yabancılık hissetmeye başlayabiliyor. Örneğin Paris Tıp Fakültesinden Dr. Jean Abitbol, ses tonu ameliyatı olduktan sonra hayatında ciddi değişimler meydana gelen bir hastasının kimlik problemleri yaşadığını belirtiyor. .

Abitbol’un aktardığı vakada, çok fazla sigara tükettiği için ses tellerinde ödem oluşan ve bu nedenle ses tonu kalınlaşan kadın bir avukat ses değişimi ameliyatı olmaya karar verdi. Bu ses tonu ona işinde otorite sağlama bakımından katkı sağlasa da duygusal yaşamında onu üzüyordu. Ameliyat sonrasında kadın ince bir sese sahip oldu. Ancak kadının sesi önceki ses tonuna göre oldukça tizdi. Bu nedenle konuştuğunda sanki yabancı biri konuşuyormuş gibi hissetmeye başladı. Kimlik problemleri yaşayan kadının işinde ve duygusal hayatında sorunlar ortaya çıktı. Eski ses tonu kademeli olarak geri gelene kadar geçen birkaç yıl boyunca kadın oldukça zor zamanlar geçirdi. Dr. Jean Abitbol, kadının yaşadığı sorunların nedeninin sesinin tiz olması değil, kendine yabancılaşması olduğunu belirtiyor.

Sesimiz eşsiz ve bize özgü. Bu yönüyle ses tonumuz kimliğimizi tanımlayan en önemli unsurlardan biri. Sesimiz değiştiğinde bu önemli parçalardan biri de değişmiş oluyor ve sesimizi sanki başkasına ait bir sesmiş gibi algılayabiliyoruz. Tıpkı kayıttan gelen kendi sesimizi tanımamamız ve yabancı bulmamız gibi. Sesimiz gerçekten değiştiğindeyse o sesi sahiplenemiyor ve sanki başka biriymiş gibi hissedebiliyoruz.