İngiltere’de dün iktidardaki Muhafazakar Parti’nin yeni lideri seçilen Rishi Sunak, Kral 3. Charles tarafından hükümeti kurmakla görevlendirildi ve resmen başbakanlık görevini devraldı. Şimdi gözler Sunak’ın açıklayacağı kabinede. Sunak son liderlik kampanyasında çok az vaatte bulunmuş ve detaylı bir açıklama yapmamıştı.

Sunak pandemi kısıtlamalarında 11 milyon işçinin maaş ödemesini uzun süre devletin üstlenmesini de içeren ekonomi kararlarıyla, “büyük ekonomik sorunların” yaşandığı bir dönemden tecrübeli bir şekilde çıkmayı başardı.

Ülke Covid etkisiyle yaygın bir işsizlik ve olası bir ekonomik buhranla karşı karşıyayken Sunak ve ekibi, maaş destek paketi ve serbest meslek girişimleri desteğinden vazgeçip, çift hanelere ulaşması beklenen işsizliği rekor düzeye düşürdü.

Ancak Sunak bugün farklı türden zorluklarla karşı karşıya ve pandemi döneminde söylediği “ne gerekiyorsa” ifadesini kullanacak kadar eli serbest değil.

Bir yıldan biraz fazla bir süredir Sunak, pandemi sonrasının ekonomiye etkisiyle bir enflasyon dalgasının gelmekte olduğu uyarısında bulunuyordu.

Bugün, uzun yıllardır görülmeyen düzeyde yüksek enflasyon, yüksek borçlar, düşük büyüme oranı ve piyasalarda kaybolan itibarın yeniden kazanılması sorunları ile yüz yüzeyiz.

Sunak’ın liderlik yarışını kazanmasıyla piyasalar yatışmış ve artık hükümet borçlanmasının faiz oranları da Liz Truss döneminde açıklanan mini bütçe öncesi seviyelere gerilemiş durumda.

Bu şekilde devam ederse ipotek ve işletme kredileri faiz oranlarındaki artış sınırlı tutulabilir.

Böylece hükümetin borç faizi ödemelerindeki tırmanmanın maliyeti de düşebilir.

Ancak Sunak’ın borçlanma oranını makul bir seviyeye çekmesi,  bunun için de ya vergileri artırması ya da kemer sıkma önlemleri açıklaması gerekir.

Bu büyük kararlar, partide birliğin sağlanıp sağlanamayacağı konusunda da önemli bir test olacak.

Maliye Bakanı olarak istifa etmeden önce Sunak sigorta primlerinin, vergi ve sosyal yardımların yüzde 10 enflasyon seviyesine uygun tutulması kararını desteklemişti.

Pandemi döneminde İngiltere Merkez Bankası devlet tahvillerini satın almış, borçlanma maliyetini düşük tutmuştu.

Şimdi ise bunun tersini yapmayı, politika faizini de yükseltmeyi planlıyor.

Sunak’ın Maliye Bakanı olarak Jeremy Hunt’ı görevde tutacağı varsayılıyor, bu görevde kimin olacağı da yeni başbakanın hükümeti ne şekilde yöneteceğine dair epeyce ipucu sunabilir.

Ekonomide önemli kararları kendisi mi alacak, yoksa bakanlarına mı bırakacak?

Dahası önemli bir yapısal sorun da var: Doğrudan halktan yetki almamış bir başbakan olarak Sunak, 2019 seçimlerinde partisinin sunduğu seçim manifestosuna bağlı olacak.

Ama pandemi ve enerji krizi sonrası dönemde, üç yıl öncesinin öncelikleri, bugünün gerektirdiği acil ve zorlu kararlarla tam uyum göstermeyebilir.