EL-SEN ile son dönemde yaşananları değerlendiren Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, birilerinin meseleye ideolojik baktığını ifade etti ve bu durumdan halkın ciddi anlamda mağdur edildiğini ileri sürdü.

Kanal T’de yayınlanan Çilem Dağıstanlı’nın programına katılan Bakan Arıklı’nın gündeminde elektrik vardı.

Arıklı: “ONLAR LALE DEVRİNİ SÜRDÜRELİM DİYORLAR”

Hükümetin kendi politikasını izlediğini dile getiren Arıklı, sürdürülebilir enerjiyi nasıl bulacaklarına hükümet olarak karar verdiklerini söyledi. Arıklı, “netice itibariyle biz bu kuruma son 4 ay içerisinde yaklaşık 2 milyar 200 bin lira para ödüyoruz, 1 milyon 600 bin lira ödedik 600 milyon lira da şimdi ödeyeceğiz, hatta 800 milyon lira ödeyeceğiz, 2 milyar 400 milyon civarında para alıyor. Şimdi bizi bu kadar içeri çeken ve kamu kaynaklarını büyük ölçüde hortumlayan bu yapıyı bir şekilde bizim düzenlememiz ve halka daha ucuz daha kaliteli elektrik verme mecburiyetimiz var. Şimdi arkadaşlar ısrar ediyorlar ve bize diyorlar ki yeni jeneratörler alın elektriğimizi biz üretelim, dolayısıyla şu anda sürdürdüğümüz Lale hayatını Lale Devri devam ettirelim diyorlar” dedi.

“KAVGAMIZ, ELEKTRİĞİ NASIL ÜRETİRİZ KAVGASI”

KIB-TEK çalışanlarının aldığı maaşlara da atıfta bulunan Arıklı, “KIB-TEK  çalışanları ülke çalışanlarının çok üstünde maaş alıyorlar, Helal olsun, onu tartışmıyorum. Hatta bir iddiaya göre KIB-TEK çalışanların maaşları Güney Kıbrıs’ta aynı işi yapan elektrik kurumu çalışkanlarının maaşından daha yüksek. Her ay ödenen elektrik yardımı da var. O da şu anda 3500 4000 civarında ve maaşlarının dışında bu parayı alıyorlar kimse Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde böyle bir imkana sahip değil. Dediğim gibi bunları tartışmıyoruz kaliteli elektrik nasıl üretiriz bunun kavgasını veriyoruz” ifadelerini  kullandı.

“BİZ AKSA İLE MASAYA OTURMAK İÇİN YETKİ İSTİYORUZ.”

2009 yılında CTP’nin kimseyle konuşmadan AKSA ile konuşup anlaşma yaptıklarını anımsatan Arıklı, kendilerinin Aksa ile pazarlık yapabilmek için yetkilerinde  değişiklik yapmak için yetki istediklerini ifade etti. Arıklı sözlerine şu şekilde devam etti; “Daha oturup pazarlık yapamadık. Enerji Bakanlığım döneminde gönderdiğim yazının devamı isteyeceğiz, onun şartlarının yerine getirilmesini isteyeceğiz, neydi o yazı; Ben diyorum ki sizinle masaya oturmamız için üç temel şartımız var, birincisi, mevcut kira giderleri çok yüksek, aşağı yukarı 4 cent’e ulaştı, bunu aşağı çekeceksiniz, ikincisi kablo ile elektrik getirecekseniz, sizinle uzun süren jeneratörle elektrik üretme düşünmesi yok, kablo ile elektrik getirirseniz ancak sizinle süreyi uzatırım yoksa mevcut durumu devam ettirmeyeceğiz, üçüncüsü de kabloyla elektrik gelinceye kadar jeneratörlerinizin filtrelerini değiştirin. Bunları yazdım cevabını beklerken hükumetten gittik,  şimdi kaldığımız yerden devam ediyoruz. Oturup kıran kırana pazarlık yapmak durumundayız bir yıl, 3 yıl ve sonra 3 yılın durumuna göre sürekli uzatabiliriz. Nedir o bir yıl? Bir yıl fiziksel yani bu ülkeye kabloyla elektrik nereden gelecek Akkuyu’dan mı gelecek Mersin’den mi gelecek yoksa Anamur tarafından mı gelecek bunların fizibilitesinin yapılması gerekiyor maliyetlerinin hesaplanması gerekiyor. Bunun için bir sene gerekiyor her şey yolunda giderse sonra 3 yıllık yapım aşaması var.  Kardeşim ben kablo ile elektrik gelecek mi gelmeyecek mi onu göreceğim gelmeyecekse Bir yılın sonunda AKSA ile sözleşmeyi fethedeceğim ondan sonra başka alternatifler arayacağım.  Elektrik geldikten sonra maliyetleri konuşup yola devam edeceğiz. Bu bize ne getirir biz bunu anlatamıyoruz ki 2018’den kablo ile elektrik kablosunu veriyorlar sanki Türkiye’den elektrik ucuza gelecek diyorlar, elbette ki ucuza gelecek. Hele ki Akkuyu santrali yapıldıktan sonra elektrik yarı yarıya düşecek, bizim derdimiz arz güvenliğini sağlamak, bunu sağladıktan sonra Allah’ın bize lütfettiği bu güneşten bol miktarda faydalanmak, ürettiğimiz fazla enerjiyi Türkiye’ye satıp enerjiden para kazanmak. Güneşten faydalanma güneşten faydalanma gücüne sahibiz biz bunu paraya çevirmek istiyoruz güneşten faydalanma şansımız var bunu anlatmaya çalışıyorum anlatamıyorum.”

“MESELEYE İDEOLOJİK BAKIYORLAR”

Arıklı bir kısım insanların meseleye ideolojik baktığını belirterek, “bundan sonra Türkiye’ye elektrik ile bağlanırsak ne olacak diyorlar. Bizim bağımsızlığımıza helal gelecek diyorlar, Türkiye’ye bağımlı olacağız diyorlar, şarteli vanayı Türkiye’ye teslim etmiş olacağız diyorlar ve bununla yatıp bununla kalkıyorlar.” İfadelerini kullandı. “Ben kablo ile elektrik getirmek için yetki istiyorum sen kıyamet kopartıyorsun” diyen Arıklı,  şu anda tekinecek de ciddi bir sıkıntı var 9 jeneratör ve 2 buhar tribününden sadece ikisi çalışıyor, ülkenin yarısından fazlasının elektriği kesik, EL-SEN’deki arkadaşlar hükümet gelsin konuşalım bu işi  diyorlar, Ne münasebet sen tehdit ve şantajla hükümete diz çöktüreceksin Biz de diyeceğiz ki “Tamam”, böyle bir şey mümkün değil” dedi.

“HALKI DÜŞÜNDÜĞÜN YOK!”

Arıklı, EL-SEN’nin halk için yola çıktığını söylediğini ancak yalan söylediğini, halkı düşünmediğini ifade ederek, halkı düşünmüş olsalardı, gelip bize yardımcı olurlardı dedi. Ben ucuz enerjiyi bulup sana vereceğim, sen de halka vereceksin, bu iş böyle yürüyecek diyen Arıklı, “Arkadaşlara sorsan Avrupa Birliği isteriz diyorlar Avrupa Birliği’nin temel kriteri şudur Siz elektrik üretimine mutlaka rekabete açacaksınız sadece tek bir kaynaktan almayacaksınız, Güney Kıbrıs’ta da durum bu. Güney Kıbrıs 15 şirkete lisans verdi, aralarında kilisede var, elektrik şirketine verecekler işinize geldiği zaman Avrupa Birliği işinize gelmediğinde de Lefkoşa kriteri diyorsunuz, netice itibarıyla hükümetin bundan sonra geri adım atması mümkün değil, bakanlar kurulundaki tüm arkadaşlarımız benim gibi düşünüyor çünkü ülkenin geleceği ona bağlı, bütün ada ülkeleri sadece Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti değil bütün ada ülkeleri arz güvenliği için enerjide ana karaya bağlanmak için gayret gösterirler. Biz ise şurada 70 kilometre uzaklıkta bin metre derinlik elektrik getirmek için EL-SEN’deki arkadaşların iznini bekliyoruz” şeklinde sözlerini noktaladı.

“DALAMAN HAVALİMANINDAN DAHA BÜYÜK”

Ercan Havalimanı hakkında da konuşan Arıklı,

Ercan Havalimanı zarar ediyordu, bugünkü rakamlarla 1 milyar dolara yapılacak bir Havalimanı sahibi olacağız, elde edilen cironun yüzde 47,5 + KDV devletin haznesine geliyor, Önümüzdeki ay ödenecek para takriben 120 ile 150 milyon lira arasında bir paradır, bu az bir para değil devletin haznesine ödenecek paradan bahsediyoruz.  Tamam yanlış özelleştirme yapıldı yanlış şartlar var şartnamede eksiklikler var ama her şeye rağmen günün sonunda bizim asla yapamayacağımız bir havaalanımız olacak. bu Havaalanı Türkiye Cumhuriyeti’nin 4 büyük havalimanı olan Dalaman Havalimanı’ndan daha büyük, aynı projeyi almışlar ama zaman içerisinde daha da büyütmüşler ve muhteşem bir eser olacak, 2042 yılında bu adamda kendini alıp gidecek bunu bize teslim edecek 2042 yılında Ercan Havaalanı cirosu tahminen 248 milyon euro olacak yani Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tarihinin en büyük eseri yatırımı ve gelir kaynağı olacak. Sürekli olarak birileri insanların içini karartacak eleştiriler hakarete varan sözler ve Bu eseri yapanları vaktinde doğru veya yanlış özelleştirme adımları atanları yerden yere vuruyorlar yapmayın tamam bakın ben de çok eleştirdim eleştirmeye de devam ediyorum ama gidip orayı görünce içim açılıyor ben muhalefet milletvekillerinin defalarca davet ettim, gelmiyorlar bakmıyorlar nasıl bir eser ortaya çıktığının farkında değiller. Meclis kürsüsünde hakaretlere varan suçlamalarda bulunuyorlar iftira atıyorlar” dedi.

Editör: Haber Merkezi