Yeni bir araştırmaya göre zihin ve beden arasındaki bağlantı fiziksel sağlığı doğrudan etkiliyor. Buna göre kişinin "zaman algısı" fiziksel iyileşmeyi hızlandırabilir ya da yavaşlatabilir.

Yeni araştırma zamanın fiziksel iyileşme üzerindeki etkisinin kişinin "öznel zaman deneyiminden" nasıl etkilendiğini inceledi.

Araştırmada Harvard Üniversitesi'nden bilim insanları gönüllü katılımcıların bedenlerinin hafifçe morarmasını sağladı ve bu sırada zaman algılarını manipüle etti.

Yaraları oluşturmak amacıyla katılımcılara kupa terapisi uygulandı. Bu işlemde tıpkı bildiğimiz "bardak çekme" işlemi gibi kupalar kullanılarak ciltte emme kuvveti oluşturuluyor. Bu da cildin altındaki kan damarlarının genişlemesini sağlıyor ve işlemin ardından kısmi morarmalara neden oluyor.

Daha sonra katılımcılar üç farklı zaman algısı altında deneyi tamamladı: Yavaş zaman (gerçek zamanın yarısı), normal zaman ve gerçek zamanın iki katı olarak hızlı zaman.

Katılımcıların hepsi aslında eşit deney süresi geçirdi ancak koşulların ikisinde algılanan süre manipüle edilmiş bir zamanlayıcı kullanılarak değiştirildi.

Bu sayede algılanan süre bir grup için gerçek zamanın yarısına (14 dakika) veya diğerleri için iki kat fazlasına (56 dakika) eşit oldu.

ÇOK ZAMAN GEÇTİĞİNE İNANAN DAHA HIZLI İYİLEŞTİ

Araştırmacılar daha fazla zaman geçtiğine inanan katılımcılarda yaraların daha hızlı iyileştiğini ve daha az zaman geçtiğine inanan katılımcılarda iyileşme sürecinin daha yavaş olduğunu gözlemledi.

Bilim insanları deneyin sonuçları hakkında, "Algılanan zamanla gerçek zamanın eşit olduğu katılım gurubuyla karşılaştırıldığında oluşturulan yaraların katılımcılar daha fazla zaman geçtiğine inandıklarında daha hızlı, daha az zaman geçtiğine inandıklarındaysa daha yavaş iyileştiğini gördük." ifadelerini kullandı.

Bu araştırmaya kadar geleneksel tıp psikolojik etkilerin öncelikle davranışlar olmak üzere sağlığı dolaylı olarak etkilediğini öne sürüyordu.

Araştırmacılara göre son bulgular insan sağlığında "doğrudan" zihin-beden bağlantısı bulunduğuna dair örnek oluşturuyor.

Bilim insanları, "Algılar, beklentiler ve inançlar mutlaka biyolojik ve fizyolojik süreçleri şekillendirir." diye ekledi.

Araştırmacılar bu bulguların altında yatan nedenleri ve etkilerini anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu söyledi.