16 yaşından küçük çocuğa cinsel tecavüzde bulunmak suçundan yargılanan sanık Hasan Horoz, 9 yıl hapis cezasına mahkûm edildi.

   Fadıl Aksun başkanlığında Kıdemli Yargıç Vedia Berkut Barkın ve Yargıç Murat Soytaç’dan oluşan Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti’nin baktığı davanın kararını Aksun açıkladı.

   Aksun, cinsel özgürlük yaşının mevzuata göre 16 olduğunu, 16 yaşından küçük çocuğun rızasının söz konusu olamayacağını belirterek, öte yandan çocuğun 7 ay önce başka bir şahısla daha cinsel ilişkiye girdiğinin anlaşılması üzerine ailesinden alınıp Sosyal Hizmetler Dairesi’ne verildiğini vurguladı.

“Çocuğun 16 yaşındaki çocuğun  cinsel ilişkiye rızasından bahsedilemez”

 Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti Başkanı Fadıl Aksun, 32 yaşındaki sanık ile 15 yaşındaki küçüğün cinsel ilişkiye girmeleri sonucu oluşan “16 yaşından küçük çocuğa cinsel tecavüz” suçuna ömür boyu hapislik cezası öngörüldüğünü belirterek, mevzuata göre cinsel özgürlük yaşının 16 olduğunu, bu yaştan küçük çocukların gerçekleştirdikleri davranışların hukuki anlam ve sonuçlarını tam olarak kavrama yetenekleri olmadığını ve davranışlarının yönlendirmeye açık olduğunu kaydetti.

  16 yaşından küçük çocukların irade yeteneklerinin zayıflığı nedeniyle rızanın var olup olmadığının tespitinin de mümkün olmadığını dile getiren Aksun, 16 yaşından küçük çocukların cinsel ilişkiye rıza gösterildiğinden bahsetmenin hukuken mümkün olmadığını ifade etti.

   Aksun, 16 yaşından önce cinsel tercih ve iradenin ortaya konmasının mümkün olmaması sebebiyle suçla korunmak istenen hukuki yararın kişinin cinsel tercih ve hak özgürlüğü olduğuna işaret ederek, Ceza Hukuku açısından da korunmak istenen hukuki yararın bu noktada olduğunu söyledi.

   Doktor raporlar incelendiğinde suçtan zarar gören küçüğün soyut düşünce yeteneği gelişmemiş, neden-sonuç ilişkisi kurma ve yargılama becerisinin akranlarına kıyasla kısıtlı olduğunun anlaşıldığına dikkat çeken Aksun, sanığın ise 32 yaşında, müştekiden 17 yaş büyük bir kimse olduğunu, daha önce bir evlilik geçirdiğini, çocuk sahibi olduğunu, muayenede herhangi bir mental rahatsızlığının tespit edilmediğini anlattı.

“Yetişkinlerin görevi küçüklerden faydalanmak yerine onları korumak ve ailelerine teslime etmektir”

     Aksun, aynı müştekinin bu olaydan 7 ay önce bir başka kişiyle de cinsel ilişkiye girdiğini ve o şahsın da yargılanarak hapis yattığının anlaşıldığını belirterek, şöyle devam etti:

  “Sanık avukatı küçüğün bunu yaşam tarzı sonucu sanığı da mağdur ettiği vurgusunda bulunmuşlarsa da yukarıda değindiğimiz doktor raporları ve hukuki durum karşısında bu husus müşteki küçüğe yüklenebilecek bir kusur değildir. 

  Karşımızda korunmaya muhtaç, yönlendirmeye açık bir çocuk vardır ve bu tip bir olayın birden fazla kez mağduru olması onu ne toplumsal nede hukuki normlara göre bu suçun işlenmesinde katkısı olduğu anlamına gelmez. Sanık gibi yetişkinlere düşen vazife küçüklerin yaş ve sağlık durumundan faydalanmak yerine onları korumak ve ailelerine teslim etmektir.”

“Çocuk ailesinden alınıp Sosyal Hizmetler Dairesi’ne verildi”

 Çocuğun başına birden fazla böyle bir olayın gelmiş olmasının tek göstergesinin çocuğun ailesi tarafından yeterince korunmadığı ve kendisine gerekli özenin gösterilmediği değerlendirmesinde bulunan Aksun, mahkemenin konuyu Sosyal Hizmetler Dairesi’ne aktarması sonucu çocuğun, ailesinin tasarrufundan alınarak Sosyal Hizmetler Dairesi’nin bakım ve gözetimine alındığını vurguladı.

  Aksun, sanığın müştekiden 17 yaş büyük oluşunu, hayat deneyimine sahip oluşunu,  kendisine küçüğün yaşı hakkında yapılan ikazlara rağmen ısrarla bu suçu işlemesini ve bu suçun 3 gün boyunca sürekli şekilde işlenmesini ağırlaştırıcı sebepler olarak değerlendirdiklerini dile getirdi.

“9 yıl hapis cezası verildi”

  Aksun, sanığın lehindeki ve aleyhindeki tüm unsurların değerlendirildiğini dile getirerek, sanığa 9 yıl hapis cezası verilmesine, Sosyal Hizmetler Dairesi’nin ise çocuğun 18 yaşına kadar ayda bir olmak üzere rapor hazırlayıp mahkemeye sunması yönünde karar ürettiklerini vurguladı