Amerika Birleşik Devletlerinin (ABD) Güney Kıbrıs’a uyguladığı silah ambargosunu kısmen kaldırma kararıyla ilgili açıklamalar, bugünkü Rum gazetelerinde de geniş yer aldı.

Fileleftheros gazetesi “Siyasi Ağırlığa Sahip Silahlar” başlığıyla manşetten yer verdiği haberinde “ABD’nin kararının Kıbrıs Cumhuriyeti’ni Doğu Akdeniz’de güçlendirdiğini” iddia etti.

ABD’nin Güney Kıbrıs’a uyguladığı silah satışı ambargosunu kısmen kaldırma kararının siyasi öneminin, Rum kesiminin Doğu Akdeniz bölgesindeki rolünü güçlendirmesinde olduğunu öne süren gazete, Washington tarafından alınan ve 1 Ekim’den itibaren yürürlüğe konacak olan kararın, Güney Kıbrıs’a, Doğu Akdeniz’deki egemenlik haklarını icra etmesi açısından hayati öneme sahip sistemler (öldürücü olmayan silahlar) alması fırsatı verdiğini belirtti.

Bahse konu sistemlerin, Rum Yönetiminin yetki alanındaki arama-kurtarma çalışmalarıyla alakalı olduğunu kaydeden gazete, ABD’nin Lefkoşa Büyükelçisi Judith Gail Garber’in dün konu hakkında düzenlediği basın toplantısında söylediklerine yer verdi.

Güney Kıbrıs’la, sahip oldukları güvenlikle ilgili ilişkiyi ilgilendiren aynı zamanda Doğu Akdeniz bölgesindeki güvenliği artıran bir adım atıldığını ifade eden Garber, Güney Kıbrıs’ı önemli bir ortakları ve Doğu Akdeniz bölgesindeki “kilit faktör” olarak nitelendirdi.

Konunun tartışmalı yönlerinden birinin, Amerikalıların, Rus savaş gemilerinin Güney Kıbrıs’a demirlemesinin sona ermesiyle alakalı olduğunu da kaydeden gazete, Rus gemilerinin Rum limanlarına demirlemeyi sürdürmesine rağmen, Amerikalıların ambargonun kısmen kaldırılmasına ilişkin kararlarında ilerlediklerine işaret etti.

Washington’un Güney Kıbrıs’a yönelik ambargonun kısmen kaldırılması konusunda, geçtiğimiz Salı gününden itibaren Ankara’yı bilgilendirdiğini de yazan gazete, ABD Büyükelçisi Garber’in, dünkü basın toplantısında, bahse konu kararın Türkiye’nin aleyhinde olmadığını söylediğini aktardı.

Gazete, iç sayfadan yer verdiği haberinde ise (Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis’in de dün söylediği gibi) Rum kesiminin şu veya bu şekilde ABD’den savaş uçağı veya tank satın almak gibi bir niyeti olmadığını, aynı zamanda bu pozisyonda olmadığını yazdı.

ABD ile Güney Kıbrıs arasında, güvenlikle ilgili ilişkinin gelişmeyi sürdürdüğünü dile getiren, aynı zamanda Güney Kıbrıs’ı önemli bir ortakları ve Doğu Akdeniz bölgesindeki “kilit faktör” olarak nitelendiren ABD Büyükelçisi Garber “ABD Dışişleri Bakanlığının, Dışişleri Bakanı Pompeo’nun öldürücü olmayan silahlarla ilgili ambargonun bir yıllığına kaldırılmasıyla ilgili kararlılığını, ABD’nin milli menfaati lehinde bir şey olarak ilan etmesinin bu çerçeveye dahil olduğunu” da dile getirdi.

Garber, açıklamasında ayrıca, ABD’nin aylardır bu konuda gösterdiği kararlılığın, ülkenin güvenlik konularında Rum tarafıyla artmakta olan ortaklığının bir sonucu olduğunu, aynı zamanda ABD’nin Doğu Akdeniz’i, büyük bir rekabetin geçerli olduğu bir çağda, stratejik önemi artan bir bölge olarak değerlendirdiğini de söyledi.

Garber, Rum Yönetiminin önemli bir ortak olduğunu ve Doğu Akdeniz bölgesindeki istikrarın ileriye götürülmesi için ikili ilişkilerinin derinleşmeyi sürdürmesini umduklarını da sözlerine ekledi.

Garber’ın, Rus gemilerinin Rum limanlarına demirlemesi konusunda ise “ABD’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’ni bu adımları atması konusunda teşvik ettiğini” söylediğini ileten gazete, Rum kesiminin ise şu ana kadar böyle bir konunun gündeme gelmediğini açıklığa kavuşturduğunu belirtti.

Gazete, ABD’nin talepte bulunduğu diğer adımların, kara para aklanması ve mali düzenleme denetimi olduğunu da ekledi.

PARTİLERİN AÇIKLAMALARI

Rum iç cephesinde ise konuyla ilgili çeşitli tepkilerde bulunduğunu ve muhalefetin hükümete yönelik bir dizi soru sorduğunu yazan gazete, AKEL’in Rum hükümetini, dış politikanın anahtarını ABD’nin isteklerine teslim ettiği konusunda eleştirdiğini iletti.

AKEL, Anastasiadis-DİSİ hükümetinden, Trump hükümetinin diğer devletlerle ilişkiler konusundaki isteklerini uygulamayı sürdürüp sürdürmeyeceğine yanıt vermesini de istedi.

ABD’yle olan stratejik işbirliğinin derinleşmesinin başka bir ülkeye karşı olmadığını vurgulayan DİSİ partisi ise “dış politikanın dürüstlük ve net bir hedefle geliştirildiği zaman, ikileme girilmesine gerek olmadığını” savundu.

Esasında bu kararın Rum Milli Muhafız Ordusunun (RMMO) düzeyinin yükseltilmesine ve silah sistemlerinin modernleşmesine yol açmadığını dile getiren EDEK partisi ise, bunun siyasi uzantılara sahip bir karardan ibaret olduğunu dile getirerek, bu siyasi uzantıların değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.

Dayanışma Hareketi de bir açıklama yaparak “bunun herhangi bir askeri öneme sahip olmayan, doğru gidişata yönelik bir hamle olduğunu” savundu.

ELAM ise açıklamasında “kendilerini kandırmadıklarını ve hiç kimsenin kendilerini kurtarmaya gitmesini beklemediklerini” dile getirdi.

Alithia gazetesi ise, Türkiye’nin konuyla ilgili tepkisini öne çıkardığı haberinde “Türkiye Silah Ambargosunun Kaldırılması Konusunda Misilleme Tehdidinde Bulunuyor- Kızgın Bir Tepkiyle Kararın Yeniden Gözden Geçirilmesini İstiyor” başlıklarını kullandı.

Gazeteye göre Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis dün konu hakkında yaptığı açıklamada, ABD ile Rum Yönetiminin, bir anlaşmaya varılması ve “Kıbrıslılara” vizenin kaldırılması, kişisel verilerin korunması, çifte vergilendirmeden kaçınılması ve ekonomik ilişkilerin iyileştirilmesi gibi bir dizi başka konu üzerinde çalıştığını dile getirdi.

Hristodulidis, Rum kesiminin çeşitli devletlerle geliştirdiği ilişkilerin Türkiye’nin aleyhinde olmadığını ve bölgedeki güvenliğin düzeyinin yükseltilmesini amaçladığını sözlerine ekledi.

“Diplomatik kaynaklar” ise gazeteye yaptıkları açıklamada, ABD Dışişleri Bakanlığının silah ambargosunun kaldırılmasıyla ilgili kararı “Doğu Akdeniz’deki kriz ve Türkiye’nin Maraş’ın yerleşime açılması tehditlerinin tam ortasında açıklamayı tercih etmesinin, hem Türkiye’ye hem de başkalarına mesajlar gönderdiğini” öne sürdü.

Haberinde, ABD Büyükelçisi Garber’ın dün düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklamaların farklı kısımlarına da yer veren gazete, Garber’ın bu kararın Türkiye’yle ilgili olmadığını söylediğini iletti.

Bu kararın Doğu Akdeniz’deki büyük bir güvenlik ve istikrarla alakalı olduğunu, aynı zamanda bölgede kötü eylemlerde bulunan faktörlerle baş edilmesiyle alakalı olduğunu dile getiren Garber, Türkiye’nin ABD ve NATO’nun ne kadar değerli bir müttefiki olduğunun da altını çizdi.

Güney Kıbrıs’a uygulanan silah ambargosunun kaldırılması kararının 1 Ekim 2020 tarihinden 30 Eylül 2021 tarihine kadar yürürlükte olacağını da dile getiren Garber, bunun ABD’nin Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin tezinde bir değişiklik olduğunu yansıtmadığını da vurguladı.

Adanın, tüm Kıbrıslılara ve geniş bölgeye yararı olacak şekilde, iki kesimli iki toplumlu bir federasyonda yeniden birleşmesi için, Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümünü desteklemeyi sürdürdüklerini dile getiren Garber, kararın, bölgede kısa zaman önce yaşanan gelişmelerle herhangi bir ilişkisi olmadığını savundu.

Rusya konusuna da değinerek, Rusya’nın bölgede özellikle de Suriye’de oldukça istikrarsızlaştırıcı bir rol oynadığına inandıklarını dile getiren Garber, bunun, örneğin Suriye’den gelmekte olan mülteci akışlarıyla, bu adadaki etkisinin görülebileceğine işaret etti.

Bunun, bir süreden bu yana yaptıkları gibi, Rum hükümetiyle ele almayı sürdürecekleri bir konu olduğuna da işaret eden Garber, Doğu Akdeniz’deki enerji gelişmeleri konusunda ise “ExxonMobil ve Chevron’un burada olmasından ötürü oldukça mutlu ve gururluyuz” ifadesini kullandı.

Garber “ABD’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin MEB’indeki kaynakları geliştirme konusundaki hakkını tanıdığını” da sözlerine ekledi.

Gazete, ABD’de yaşamını sürdüren Rumlar ile Rum kesiminin siyasi dostlarının da karardan memnuniyet duyduğunu ekledi.

Politis gazetesi ise “Ambargonun ABD Tarafından Kısmen Kaldırılması Türk Tepkilerine Yol Açtı- Kıbrıs Cumhuriyeti Açısından Yükümlülükler Doğuran Bir Karar” başlığıyla geniş yer verdiği haberinde, silah ambargosunun kısmen kaldırılmasının, arama-kurtarma amaçlı teçhizat, bölgenin takibi (radar vs), gösterilerde kullanılacak silahlar, denetim altında tutma amaçlı hareketsizleştirme, balistik kask ve kişisel eşyalar gibi zırh aksesuarları, çeşitli elektronik sistemler aynı zamanda personel taşıma araçlarıyla alakalı olduğunu yazdı.

Gazeteye göre Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis ise dün gazetenin radyosuna yaptığı açıklamada, kararın politik ve diplomatik önemine değinerek, Rum hükümetinin bu aşamada ABD’den herhangi bir ekipman satın alınması konusunda bir kararı olmadığını açıkladı.

Rum kesiminin sahip olduğu tek yükümlülüğün, AB’ye yönelik üye bir devlet çerçevesinde olduğunu ve daha fazlası olmadığını ifade eden Hristodulidis, Rum Yönetiminin kararlarının ABD’nin çıkarları ve kararları ölçüt alınarak alınmadığını savundu.

Hristodulidis, ülkenin kararlarının olumlu bir yaklaşımla alındığını ve herhangi birinin dışlanması amacıyla alınmadığını da dile getirdi.

Gazete Rum hükümetinin, insani amaçlarla Rum limanlarına demirlemek isteyen herhangi bir gemi için, bunun mümkün olmayı sürdüreceğinde ısrarcı olduğunu da ekledi.

Konuyla ilgili haberler Haravgi gazetesinde ise “Rusya Hedefiyle Ambargonun Kaldırılması- Ambargonun Kaldırılması Türkiye’yi Değil Rusya’yı Hedefliyor- Atina Selamlıyor- Türkiye ve İşgal Altındaki Bölgelerde Tepki- Yurt Dışında Yaşayan Rumlardan Memnuniyet- ABD’nin Şartları ve Koşullarıyla Dış Politika” başlıklarıyla geniş yer buldu.

Editör: TE Bilisim