Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda ilk olarak, gündemin seçimler ve oylaması yapılacak işler kısmının bir sonraki birleşime ertelenmesi oylandı ve oybirliğiyle kabul edildi.

Daha sonra Genel Kurulun 11 Ocak Pazartesi günkü birleşiminde yasama ve denetim faaliyetlerinin birlikte gerçekleştirilmesi oylandı ve oybirliğiyle kabul edildi.

Okutulup bilgiye sunulacaklar bölümünde Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi başkanlığına UBP Milletvekili Sunat Atun’un, başkan vekilliğine CTP Milletvekili Fikri Toros’un seçildiği bilgiye getirildi.

Komite üyeleri ise, UBP milletvekilleri Özdemir Berova, Menteş Gündüz, Yasemi Öztürk; CTP milletvekili Salahi Şahiner ve HP milletvekili Gülşah Sanver Manavoğlu oldu. 

Daha sonra TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, pandemi konusunda 62. madde tahtında konuşma yaptı.

Herkesin gözünün kulağının açıklanan vaka sayılarında, Sağlık Üst Kurulu’nun kararlarında olduğunu, öte yandan Meclis’in başka şeylerle uğraştığını kaydetti.

Dün Alsancak’ta vaka sayılarının ve temaslı sayılarının “yığınsal” şekilde arttığını dile getiren Özyiğit, bölge belediye başkanının bazı tedbirlerden bahsettiğini, bu konuda gerekli adımları atabilmesi için yerel yönetimlere yetki verilmesi gerektiğini söyledi.

“Bu konuda sınıfta kalındı” diyen Özyiğit, zamanında önerdikleri tedbirlerin alınmadığını ve bu noktaya gelindiğini ifade etti. 

Gece sokağa çıkma yasağının neden kaldırıldığını soran Özyiğit,  Sağlık Bakanlığının önerilerinin hükümet tarafından reddedildiği yönündeki gözlemini paylaştı.

Etkin denetim yapılamadığını kaydeden Özyiğit, otellerle de işbirliği halinde önlemler konusunda adımlar atılması gerektiğini ifade etti.

Böylesi bir ortamda nasıl yüz yüze eğitime geçileceğini soran Özğiyit, yurt dışından öğrencilerin ülkeye gelmesinin ekonomi açısından önemli olduğunu ancak vakalar etkin şekilde kontrol altına alınmazsa öğrencilerin adaya getirilmesinin son derece zor olduğunu söyledi. 

Bunlarla uğraşmak gerekirken Meclis Başkanlığı konusuna takılıp kalındığını dile getiren Özyiğit, bu konuda hükümet partilerine “önce kendi içinizde karar verin” dedi.

Özyiğit muhalefetin, teamüller gereği aday da göstermediğini dile getirdi.

26 hayır oyu alan bir adayda ısrar etmenin anlamı olmadığını belirten Özyiğit, önce UBP içinde sonra da Meclis’te onay görecek bir adayın belirlenmesi gerektiğini anlattı. 

Aşılar konusundaki belirsizliğin sürdüğünü dile getiren Özyiğit, sağlık çalışanlarının öncelikle kendilerine yapılması planlanan aşıyla ilgili endişelerini dile getirdiğini söyledi.

“Kamu çalışanlarına hayat pahalılığı vereceğiz, bu zamlar kaçınılmazdır” dendiğini belirten Özyiğit, “ya özel sektör?” diye sordu, kamu özel sektör ayrımı yapılmaması gerektiğini ifade etti.

Ardından HP Milletvekili Gülşah Sanver Manavoğlu, 62. Madde tahtında ekonomik belirsizlikler konusunda konuştu.

Ülkede ciddi anlamda bir “belirsizlik ve kaos” yaşandığını dile getiren Manavoğlu, böylesi bir dönemde gündemin Meclis Başkanlığı seçimi olduğunu kaydetti.

“Ciddi anlamda basiretsiz bir durum var ortada” diyen Manavoğlu “hükümet kendi gösterdiği adaya sahip çıkmayacaksa kendi vatandaşına, kendi esnafına kendi sağlıkçısına nasıl sahip çıkacak” diye sordu. 

Taşınmaz mal vergileri konusunda Kanun Hükmünde Kararname (KHK) yoluyla atılan adımları da eleştiren Manavoğlu, bundan sonraki süreci hukukçulara danışarak yürütmelerini önerdi.

Öte yandan “bu zammı yapmanın zamanı mıydı?” diye soran Manavoğlu, normal yükümlülüklerini yerine getiremeyen vatandaşın bunu nasıl yerine getireceğini sordu. 

Ekonomik örgütlerin çağrılarına dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Manavoğlu, hükümetin ekonomik örgütlerle toplantı yapıp sıkıntıları dinleyerek planlı bir ekonomik yol hazırlanması gerektiğini dile getirdi. Manavoğlu, hükümetin “Ekonomik Koordinasyon Kurulu”nu hızlı şekilde gündeme alıp çalıştırması gerektiğini söyledi.

Sağlık Bakanlığı açıklamalarının net olmadığını söyleyen Manavoğlu, bunun vatandaşta ve esnafta panik yarattığını kaydetti.

Kapanmaya gidilecekse bu konuda kesin kararlar alınması ve bu konuda halka bilgi verilmesi gerektiğini söyleyen Manavoğlu, kapanmaya gidilmemesi için ne gibi önlemler alınması gerektiğinin de açık şekilde paylaşılması gerektiğini dile getirdi. 

Ardından CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, 62. madde tahtında “Hükümet demokrasi ve hukuk” başlıklı konuşma yaptı.

Meclis toplantılarını her şey normalmiş gibi yapma tavrından uzaklaşmak gerektiğini dile getiren Erhürman “çünkü hiçbir şey normal değil” dedi.

Hükümeti “züccaciye dükkanına giren bir file” benzeten Erhürman, Meclis başkanlık seçiminde 26 ret oyu alan aday konusunda Başsavcılığa danışılmasına işaret ederek, Meclis’teki teamüle işaret etti.

Meclis Başkanlığının iktidara mensup bir partiden çıkması gibi bir kural olmasa da, teamül gereği, Meclis Başkanının iktidardan çıktığını söyleyen Erhürman, öte yandan içtüzük gereği Meclis başkan yardımcısının ana muhalefet partisinden çıkması gerektiğini kaydetti.

Teamül gereği hükümet partisi ya da koalisyon ortaklarının bir adayda anlaştığını ve onun Meclis başkanı seçildiğini ifade eden Erhürman, son seçimde yaşananları ise “beceriksizlik” olarak tanımladı.

Seçim pusulasında kabul, ret ve çekimser yazdığını, birden çok aday arasında seçim yapılmadığını kaydeden Erhürman, Meclis’in ilgili adaya 26 ret oyu verdiğini, ret alanın aday olan kişi değil “UBP’nin gösterdiği aday” olduğunu anlattı.

Bunun, UBP içindeki sıkıntının görülmesi için yapıldığının da ifade edildiğini söyleyen Erhürman, Başsavcılığa başvururken “5 oylama sonunda bu kişinin seçileceği” yönünde görüş gelmesinin beklendiğini söyledi. 

Erhürman, bu durumda 1 kabul 47 ret oyuyla 5’nci seçimde bir kişi seçilecekse o zaman neden seçim yapılıyor diye sordu; seçimin aday gösterilen kişinin Meclis’in iradesini yansıtıp yansıtmadığını görmek için yapıldığını kaydetti.

“Emlak vergisini KHK ile verme aklını size kim verdi” diye soran Erhürman, KTMMOB’un kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olduğunu anlatarak, bu birliğe yetkilerini Meclis’in verdiğini ifade etti. 

YDP Milletvekili Bertan Zaroğlu’nun “UBP’nin iç sorunları yüzünden bürokrat atayamıyoruz” şeklindeki sözlerine atıfta bulunan Erhürman, “Asgari Ücret Tespit Komisyonu sizin iç sorunlarınızı çözmenizi beklemek zorunda mı” diye sordu.

Erhürman, hükümetin ekonomi vizyonunu anlayamadığını, Başbakan Yardımcısı “piyasanın ucuzlatılması gerek” derken, Başbakan’ın “hayat pahalılığını ödemek için zam yapmalıyız” dediğini; “her senenin başında zamlar yapıldığını ancak olağan dışı bir dönemdeyiz, piyasanın ucuzlatılması lazım” denirken böyle adımlar atıldığını kaydetti. 

Kaç tane işletmenin kapandığı, kaç kişinin işsiz kaldığı konusunda bilgi isteyen Erhürman, durum böyleyken kamudan maaş çekenlerin haklarını ödemek için özel sektörde çalışanların fakirleştirilmesi gibi bir vizyon varsa bunun da açıklanmasını istedi. Başbakan Yardımcısı’ndan gaz fiyatları konusundaki çalışmalar hakkında detaylı bilgi isteyen Erhürman, kaç para indirim yapılabilecekken 5 TL indirim yapıldığının açıklanmasını talep etti.

“ÖZEL SEKTÖR ÇALIŞANI TEMASLI OLARAK KARANTİNAYA ALINDIĞINDA ÖDEME ALAMIYOR”

Özel sektörde çalışan işçiler temaslı olarak karantinaya alındığında, bu kişilerin ne işyerinden ne de sigortadan ödeme alabildiğini kaydeden Erhürman, devletin zorunlu kıldığı şeyin karşılığını ödemek durumunda olduğunu ifade etti. Erhürman bu konuda atılacak adıma muhalefet olarak destek olacaklarını anlatarak, aksi halde bu insanların temaslı olduğunu gizleyeceklerine dikkat çekti. 

Erhürman, temaslılar arasında ayrım iddiaları da olduğunu söyledi. ERhürman, “Herhangi bir oy alan aday Başkan seçilir” gibi bir hukuki karar çıkacaksa bunun Meclis’in bundan sonraki çalışmaları açısından kabul edilemeyecek bir anomali yaratacağını anlattı. 

Başbakan Yardımcısı Ekonomi Bakanı Erhan Arıklı, eleştirilere cevap vermek üzere kürsüye çıktı.

Arıklı, Meclis başkanlığı seçiminde 26 ret oyu çıktığı için seçimin ertelenmesini  hukuken yanlış bulduğunu söyledi.

Başsavcılıktaki uzmanlarla konuyu değerlendirdiklerini, “pazartesi yapılan uygulamanın son derece yanlış olduğunun söylendiğini”  kaydeden Arıklı, ilgili yasa ve içtüzük maddelerini okudu. 

Yasa ve kurallara göre seçimin ardışık yapılması gerektiğini, ayrıca “26 çıktı ret sayılır o adayla karşımıza gelmeyin” denmediğini kaydederek, Tufan Erhürman’a “neye dayanarak aynı adayı karşımıza getirmeyin diyorsunuz” diye sordu.

Bunun üzerine Meclis’te sözlü tartışma yaşandı. Yerinden söz alan Erhürman, “benim ağzımdan öyle bir cümle mi çıktı” diye sordu. Erhürman böyle bir şey söylemediğini vurguladı. 

“İlk turun ardından aynı anda ikinci tura geçilmesi gerekirken Meclis Başkanı’nın seçimi başka bir tarihe ertelediğini” söyleyen Arıklı, “ilk seçim ardışık yapılmadığı için hukukçuların bundan sonraki toplantıda birinci turun yenileneceği yönünde görüşü olduğunu” dile getirdi. 

Arıklı, imzaladıkları protokol gereği ortaklarının gösterdiği adaya destek vereceklerini, ilk turda mı olur sonraki turlarda mı olur bunun kendi problemleri olduğunu söyledi.

Emlak vergisinde artış yapıldığını, önceki hükümetler döneminde de zamlar yapıldığını dile getiren Arıklı, bunun otomatik olduğunu kaydetti. 

Otomatiğe bağlanan bu zamlara sanki önceki dönemlerde yapılmamış gibi yaklaşmanın yanlış olduğunu ifade eden Arıklı, önceki dönemde hayat pahalılığı üzerinde bir zam yapıldığını söyledi.

Bu zam yapılmasa belediyelerin maaşları ödeyemeyecek noktaya düşeceğini söyleyen Arıklı, yapılması gerekenin emlak vergilerinin emlak bedelince ödenmesi ve gelirin belediyelere bırakılması olduğunu dile getirdi.  

Bunun yapılması için yasa gerektiğini söyleyen Arıklı’ya, Tufan Erhürman yerinden “o yasa istiyor da bu istemiyor mu” diye sordu. 

Arıklı, EMO Başkanının “inşaat ruhsatlandırılmadan o binaya vize vermeyiz” dediğini söyledi. Gaza yapılan zam konusunda, iki firmanın bir indirim daha yapılmasını gözden geçirdiğini dile getiren Arıklı, ilk zammın seyyanen yapıldığını ifade etti.

Arıklı soru üzerine, çağdaş ülkelerde olduğu gibi akaryakıt konusunda otomasyon sistemine geçilerek tankerden akaryakıt istasyonlara denetim yapılması gerektiğini ve kaçağın önlenmesi gerektiğini belirtti.