Duayen Gazeteci Ahmet Tolgay "Bir Zamanlar Kıbrıs" dizisi ile ilgili görüşlerini sosyal medya hesabından paylaştı.

Rum - Yunan katiller sürüsünü aklayabileceklerini sanan o misyonerleri eşekten düşmüşe döndüren ve onları "çileden çıkma" halinin tüm hezeyanlarını yansıtmaya zorlayan BİR ZAMANLAR KIBRIS dizisine emek veren herkese teşekkür eden Tolgay, görüşlerini şöyle sıraladı; Bu, dizi ve sinema sanat ve endüstri türünün gereği olan abartılmış kurgular içerse de, konusunu tarihi gerçeklere yaslayan ve tabii ki reytingi sağlamayı da öngören bir televizyon dizisidir... Tarihin birebir belgeseli değildir... Kıbrıs'ta tümüyle yaşanmış olanları sembolize eden sahneler uydurma değil gerçeklerin canlandırılmasıdır...

Canlandırılan her olayı kanıtlayacak belgeler, kanıtlar ve özneler tarihimizde vardır..Canlandırma sahnelerinin hepsi de bir zamanlar Kıbrıs'ta yaşanmıştır.. Her canlandırma o yaşanmış olanlara bir göndermedir...

Görsellikle yorumu yapılan bu dramların Kıbrıs'ta tekrar yaşanmaması, kanla yoğrulmuş Kıbrıs sorununa sürdürülebilir, eşitlikçi ve güvenceli bir çözüm bulunabilmesi için uyduruk Pollyanna öyküleriyle değil, acı gerçeklerle haşır neşir olmalıyız... Beğenmeyenler ve Pollyanna vadisinde ısrarla kalmak isteyenler bu diziyi lütfen izlemesinler, ama yaşanmış gerçeklere saygı ve duyarlılık gösterenlerimizi rencide edecek saldırılara da hiç yönelmesinler...

Çünkü ruh sağlıklarına ve iyi niyetlerine dair ciddi kuşkular yaratıyorlar...

Tarihi Kıbrıs gerçeklerinin toplu mezara gömülmesi ve unutturulması adına olağanüstü çaba harcamak hiç de sağlıklı bir ruh halinin göstergesi değildir...

Gerçeklerle yüzleşebilmek ve bu gerçeklerden azami dersleri çıkarabilmek erdemdir ve elzemdir...

Bu dizi kin ve nefreti kışkırtmıyor, kin ve nefretin bir zamanlar Kıbrıs'ı nasıl bir cehenneme dönüştürdüğünün açıklamasını sanatsal canlandırma görselinin etkin gücüyle yapıyor....