Ersin Tatar: İki ayrı devlete dayalı çözüm önerimizden vazgeçmeyeceğiz

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC’nin kuruluş yıl dönümü nedeniyle yaptığı konuşmada, “Egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüz kabul edilmeden bir müzakere sürecine girmeyeceğimizi, resmi pozisyonumuz olarak kayda geçirdik” dedi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) 38’inci kuruluş yıl dönümünde düzenlenen törende konuştu; iki egemen devlet konusuna vurgu yaptı.

“KIBRIS TÜRK HALKI, EN MUTLU GÜNLERİNDEN BİRİNİ YAŞADI”

Kıbrıs Türk halkının en mutlu günlerinden birini 15 Kasım 1983’te yaşadığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, “Onurlu bir varoluş mücadelesi ve eşsiz fedakârlıkla kurulan KKTC’nin 38. yıl dönümü büyük bir coşkuyla kutlanmaktadır. Hepinizin bayramı bir kez daha kutlu olsun” dedi.

Tatar, “Kıbrıs Türk halkı olarak bugün başı dik, onurlu biçimde kendi vatanımızda özgürce yaşayabiliyorsak her türlü bedeli gözünü kırpmadan ödeyen kahraman halkımıza, aziz şehitlerimize, gazilerimize, ulusal kahramanlarımıza, Dr. Fazıl Küçük’ten, Rauf Raif Denktaş’a ve anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti’ne borçluyuz” dedi.

“KIBRIS CUMHURİYETİ’NDEN SİLAH ZORUYLA ATILDIK”

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşuna işaret eden Tatar, Kıbrıs Türk halkının kurucusu ve ortağı olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti’nden 1963 Kanlı Noel saldırılıyla silah zoruyla atıldığını belirtti. Kıbrıs Türk halkına siyasi, iktisadi ve insani abluka uygulandığını ifade eden Tatar, “Elektriksiz, susuz, gelirsiz şekilde ayakta kalmaya çalışan Kıbrıs Türk halkı bu şartlarda bile Rumların boyunduruğu altında yaşamayı büyük bir dirençle reddetmişti” dedi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, konuşmasına şöyle devam etti:

“Türkiye, etkin ve fiili garantörlük hakkını kullanarak, 1964’te adaya müdahale etti; Türkiye’nin havadan düzenlediği müdahale sayesinde, Rumlar, 1964 yılında Erenköy’de başarılı olamamış, Rum saldırılarının önü kesilmişti. Yine Türkiye’nin müdahalesi sonucu, 1967 yılında Geçitkale-Boğaziçi köylerine saldıran Grivas komutasındaki Rum-Yunan kuvvetleri geri çekilmek zorunda kalmıştı. 15 Temmuz 1974 tarihinde bütün dünyanın gözü önünde askeri darbeyle Kıbrıs Helen devleti ilan eden Yunan cuntasını etkin ve fiili garantörlük hakkını kullanan, durduran yine Türkiye Cumhuriyeti’ydi. Çağrımız üzerine, can ve mal güvenliğimiz ile istiklalimiz için 20 Temmuz sabahı Kıbrıs’ta bir Barış Harekâtı gerçekleştirilmemiş olsaydı, Kıbrıs, bugün bir Yunan adası olacaktı. Üzerinde devlet kurduğumuz, özgür olarak yaşadığımız bir vatana sahipsek, Mücahit ve Mehmetçik sayesindedir.”

“MÜZAKERELER, RUM LİDERLİĞİNİN UZLAŞMAZ TUTUMUYLA BAŞARISIZ OLDU”

Tatar, 15 Kasım 1983’te KKTC’nin ilanının Rum tarafının egemen eşitliği kabul etmemesinin yetki ve refah paylaşımını reddetmesi ve uluslararası camianın sadece Rum tarafının sesini duymasının bir sonucu olduğunu anlattı. Kıbrıs müzakerelerinin 3 Aralık 1968’te Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta başladığına işaret eden Tatar, “O günden bugüne, Rum liderliğinin uzlaşmaz tutumu nedeniyle sürekli başarısızlığa uğramıştır” dedi.

“EGEMEN EŞİTLİĞİMİZ KABUL EDİLMEDEN, MÜZAKERE SÜRECİNE GİRMEYECEĞİZ”

Federasyon modelinin tükendiğini uluslararası arenadaki en üst düzey yetkililere ilettiklerini ifade eden Tatar, “Egemen eşitliğimiz, eşit uluslararası statümüz kabul edilmeden bir müzakere sürecine girmeyeceğimizi resmi pozisyonumuz olarak kayda geçirdik” dedi.

“YENİ DÖNEMİN KAPISINI AÇTIK”

Kıbrıs Türk halkının özgür iradesiyle seçildiğini kaydeden Tatar, “Kıbrıs’ta yeni sorunlara ve belirsiz geleceğe adım atmak yerine, adada ve ada etrafındaki sorunlara çözüm üretebilecek yeni vizyonumuzla yeni bir dönemin kapısını açmış bulunmaktayız” dedi.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e kalıcı çözüm için 6 maddelik öneri sunduğunu hatırlatan Tatar, “Bu öneriyle müzakere masasına ilk kez egemen, eşit, iki ayrı devletin varlığına ve kurumsal iş birliğine dayalı çözüm önerisini koyduk” dedi. Cenevre’den sonra Guterres ile Brüksel’de de görüştüklerini ifade eden Tatar, "BM ve AB’nin tarafsız davranması gerektiğini, egemen eşit iki ayrı devlete dayalı çözüm önerimizden vazgeçmeyeceğimizi, egemen eşitliğimizin tanınması ve uluslararası eşit statümüzün kabul edilmesi halinde resmi görüşmelerin başlayabileceğini ifade ettim” dedi. Tatar, son olarak New York’ta yapılan 3’lü görüşmede de aynı düşünceleri dile getirdiklerini söyledi.

Tatar, Kapalı Maraş’ı açma konusunun da Kıbrıs sorununa farklı bir boyut kazandırdığını belirtti. Tatar, bugüne kadar 400’ün üzerinde Kıbrıslı Rum’un Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvurduğunu da sözlerine ekledi.