Kıbrıs İlim Üniversitesi (KİÜ) Tarımsal Araştırmalar ve Uygulama Merkezi Müdürlüğü BaşkanıProf. Dr. Gülay Çetinkaya Çiftçioğlu, Kıbrıs adasının biyolojik çeşitlilik açısından zengin bir potansiyele sahip olduğunu söyledi.

KKTC’nin şinya, gül, mantar, zeytin, tıbbi ve aromatik bitkiler, üzüm ve yenilebilir yabani bitki türleri açısından zengin bir potansiyele sahip olduğuna vurgu yapan Çetinkaya,“Bu bitkilerin üretiminin desteklenmesiyle yerel halka alternatif gelir sağlanır, kırsal kalkınma ve ulusal tarımın gelişmesi için fırsatlar oluşur. KKTC tarımda bir cazibe noktası haline gelebilir” dedi.

Kıbrıs İlim Üniversitesi (KİÜ) Tarımsal Araştırmalar ve Uygulama Merkezi Müdürlüğü Başkanı Prof. Dr. Gülay Çetinkaya Çiftçioğlu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki (KKTC) en önemli ekonomik sektörlerden birinin tarım olduğunu söyledi.

Kıbrıs adasının Avrupa, Asya ve Afrika kıtaları arasında bir geçiş bölgesinde yer almasının, ekolojik ve iklim koşullarının uygunluğunun ve çeşitli ekosistemlerin (ör. Orman, maki ve kıyı) varlığının, adaya biyolojik çeşitlilik açısından zengin bir potansiyel sağladığına dikkat çeken Çiftçioğlu, “Adanın belirtilen özellikleri KKTC’de katma değeri yüksek tarım ürünlerinin üretimi için birçok fırsatlar oluşturmaktadır. Günümüzde, benzer ekolojik özelliklere sahip Akdeniz Havzasındaki bazı ülkelerde katma değeri yüksek birçok tarım ürünü yetiştirilmektedir. Bu ürünlerden başlıcaları; damla sakızı (mastix), zeytin/zeytinyağı, bağcılık/şarapçılık, lavanta ve fesleğen yağı, kinoa, mantar, tıbbi, aromatik ve yenilebilir yabani bitkiler, orkide salep bitkisi, gül ve gül yetiştiriciliğidir” şeklinde konuştu.

“ŞİNYAULUSAL EKONOMİYE ÖNEMLİ KATKI SAĞLAYABİLİR”

Akdeniz maki ekosisteminde doğal olarak yetişen ve kuraklığa son derece dayanıklı olan şinyanın (sakız ağacı)katma değeri yüksek ürünlerden biri olduğunu belirten Prof. Çiftçioğlu, sakız reçinesi ‘mastix’ salgılayan bu ağacın en kötü ekolojik koşullarda dahi yetişebildiğini ifade etti.Şinya’nın 5 yaşından itibaren sakız reçinesi verdiğini, bulunduğu bölgede erozyonu önlediğini, 100 yıldan daha uzun yaşadığı için de tarımsal üretim ve istihdam bazında ulusal ekonomiye önemli katkı sağlayacağını kaydeden Çiftçioğlu,“Sakız reçinesi ve yağı gıda (ör. Aroma maddesi olan damla sakızı), ilaç, kozmetik ve boya (ör. Ahşaplardan koruyucu kaplama cilası) sanayisinde kullanılmaktadır. Günümüzde, sakız ağacı katma değeri yüksek bir tarım ürünü olarak Türkiye’nin Çeşme Yarımadası ve Yunanistan’ın Sakız Adasında yaygın olarak yetiştirilmektedir” dedi.

ZEYTİNDE MARKALAŞMA ÖNERİSİ

Katma değeri yüksek tarım türlerden birinin de zeytin ve zeytinyağı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Gülay Çetinkaya Çiftçioğlu şunları söyledi: “Dünyada Akdeniz tipi beslenme ve zeytinyağı tüketiminin hızlı bir şekilde artması nedeniyle zeytin ve zeytinyağı üretimi bazı Akdeniz ülkelerinde ulusal ekonomi, tarımsal ve kırsal kalkınmaya önemli katkı sağlamaktadır. Bu bağlamda, KKTC’de geleneksel zeytin bahçeleri devlet teşvikleri ile yeniden canlandırılmalı ve zeytin ağacı dikimi artırılmalıdır. Zeytin ve zeytinyağı endüstrisini daha karlı hale getirmenin en önemli yolu ise ‘markalaşma’ ile ürünün katma değerinin geliştirilmesidir.

Akdeniz Havzasındaki bazı ülkelerde katma değeri yüksek olarak yetiştirilen ürünlerin başında üzüm, bağcılık ve şarapçılıkgelmektedir. Kıbrıs adasında bağcılığın kültürü çok eski tarihlere dayanmaktadır. Asma bitkisi kurak, verimsiz, eğimli ve sulama imkânının sınırlı olduğu arazilerde kolaylıkla yetişmektedir. Bağcılıktan elde edilen üzüm meyvesinden ise şarap, sucuk, pestil, pekmez gibi katma değeri yüksek tarım ürünleri üretilmektedir. KKTC’de yüksek kaliteli şaraplık türlerin üretiminin teşviki ve şarapçılıkta markalaşma ulusal tarım ekonomisinin gelişmesine önemli katkı sağlayabilir.”

Prof. Çiftçioğlu, katma değeri yüksek tarım ürünlerinden bazılarını tıbbi ve aromatik bitkilerin oluşturduğuna dikkat çekti.Bu bitkilerin ilaç, gıda ve kozmetik gibi çeşitli sektörlerde yaygın olarak kullanıldığını dile getiren Çiftçioğlu sözlerini şöyle sürdürdü:“Son yıllarda katma değeri en yüksek olan tıbbi ve aromatik bitkilerden başlıcalarılavanta ve fesleğen yağıdır. Küresel düzeyde lavanta yağına olan talebin artması nedeniyle lavanta çiçeğinden elde edilen güzel kokulu uçucu yağ parfüm, kozmetik, sabun, şampuan gibi çeşitli endüstri kollarında kullanılmaktadır. Benzer şekilde, fesleğen yağı da organik sağlık ürünü, parfüm, sabun ve şampuan gibi çeşitli endüstri alanlarında kullanılmaktadır. Ayrıca, Akdeniz maki formasyonunda doğal olarak yetişen tülümbe/kekik, adaçayı, limon otu/melisa, biberiye gibi tıbbi ve aromatik bitkilerbaharat ve bitki çayına dönüştürülerek katkı değeri artırılmaktadır. KKTC belirtilen bitkiler açısından zengin bir potansiyele sahiptir. Bu bitkilerin KKTC’de üretiminin teşviki ile doğal türler üzerine olan ‘aşırı toplama’ baskısı azaltır, yerel halka alternatif gelir sağlanır ve kırsal kalkınma da desteklenebilir.”

“KKTC YENİLEBİLİR YABANİ BİTKİLER AÇISINDAN ZENGİN”

Son yıllarda sağlıklı ve geleneksel beslenmeye yönelik ilginin de hızla arttığını söyleyen Çiftçioğlu, yerel ve doğal ürünlere yönelik taleplerde de artış olduğunu belirtti.KKTC’nin yenilebilir yabani bitkiler açısından zengin bir potansiyele sahipolduğunun altını çizen Çiftçioğlu,ayrelli/kuşkonmaz, yumurta otu, gömeç/ebegümeci,lapsana/hardal ve gabbar gibi birçok bitkinin, yerel halkın beslenme sisteminde olduğunu ifade etti. Doğal tarım ürünlerine artan talep nedeniyle ekonomik getirisi yüksek olan kuşkonmaz gibi türlerin üretiminin desteklenmesinin tarım sektörünün çeşitlendirilmesi ve geliştirilmesine önemli katkı sağlayabileceğine vurgu yapan Prof. Çiftçioğlu, tarım sektöründe yüksek getiri sağlayan diğer bir tarım ürününün ise mantar olduğunu, ekolojik koşullarına uygun ve ekonomik değeri yüksek olan Kayın mantarı gibi türlerin belirlenmesi ve üretiminin desteklenmesi ile tarım sektörünün gelişmesine önemli katkı sağlanabileceğini söyledi.

Orkide ve gülün de ticari açıdan değeri en yüksek olan süs bitkilerinden olduğunu, bu bitkilerin teşvikinin, tarımın geliştirilmesine önemli katkı sağlayabileceğini belirten Prof. Dr. Gülay Çetinkaya Çiftçioğlu sözlerini şöyle tamamladı:

“KKTC, belirtilen bitki türleri açısından zengin bir potansiyele sahiptir. Bu bitkilerin üretiminin KKTC’de teşviki ile doğal türler üzerine olan ‘aşırı toplama’ baskısı azalır, yerel halka alternatif gelir sağlanır, kırsal kalkınma ve ulusal tarımın çeşitlendirilmesi ve gelişmesi için fırsatlar oluşur. Önerilen her üzün bazında proje, strateji ve eylem planının hazırlanması ve uygulanması ile de KKTC tarımda bir cazibe noktası haline gelebilir.”

Editör: TE Bilisim