Akıncı'nın açıklaması şöyle:

“İkinci bölümde destanralizasyonla ilgili görüş alışverişinde bulunduk. Öncelikle güven yaratıcı önlemlerle ilgili sizlere verebileceğimiz sevindirici haberler var.

Öncelikle elektrik şebekelerinin artık kalıcı olarak bağlantısı konusunda herhangi bir görüş kalmadı.

Bu bağlantılar sürekli hale gelmektedir.

Bunun getirdiği ciddi avantajlar vardır her iki taraf için de. Bir kere sistem büyümekte ve rahatlamaktadır. Çok ani sistem veya şebeke çökmesi gibi durumlar olmamaktadır.

"SÜREKLİ BİR ANLAŞMA SÖZ KONUSU OLACAK"

Bir tarafın herhangi bir kesintiye uğraması durumunda diğer tarafça anında beslenebilme olanakları doğmaktadır.

Dolayısıyla bu konuda artık geçici anlaşmalar yaparak bir tarafın diğer tarafa elektrik satması gibi düzenlemelere de gerek kalmadı.

İhtiyaca göre anlaşmalar yapılagelmekteydi, bunlara da artık gerek kalmadı. Sürekli bir anlaşma söz konusu olacak. Ve mahsuplaşmalar olacak.

Bir taraf diğerine 20 kw elektrik verdiyse onu yine elektrik olarak alacak. Ciddi bir arıza ve süreklilik arz eden bir tarafın diğerini beslemesi gibi bir durum olursa o zaman ticari anlaşma yapılacak.

Ama günlük ihtiyaçlar anlaşmaya gerek kalmadan rutin işlemler haline gelmektedir.

TELEFON HATLARI KONUSUNDA MUTABAKAT

Üzerinde çalışılan ve hayata geçirilemeyen cep telefonlarının her iki tarafta da kullanılabilir olması konusu… Vardığımız mutabakat, Avrupa’da konuşlu bir merkez üzerinden her iki taraftaki operatörlerin o merkezle ayrı ayrı anlaşmalarını yapması ve o merkez üzerinden cep telefonlarıyla iletişimin her iki taraf için olanaklı hale gelmesidir.

Bunda da mutabakat sağlandı. Komite bundan sonraki ayrıntıları çalışacaktır.

Güney’den Kuzey’e gelen bir Rum veya Kuzey’den Güney’e giden bir Türk eviyle irtibatını kaybetmeyecektir.

Dünyanın herhangi bir yerinden, Afrika’nın en ücra noktasından Kıbrıs’la irtibatınız mümkün ama bir yarısından diğerine geçtiğinizde cebinizdeki telefon çalışmıyordu. Bunlar da artık mazide kalacak. Üçüncü konu mayınlar oldu. Her iki taraftan dokuzar adet mayın tarlasının temizlenmesiyle ilgili askeri yetkililerimizin çalışmasına karar verdik."

KIBRISLI TÜRK SANATÇILARA AİT KAYITLAR BİZE İLETİLECEK

Kıbrıs Radyo Yayın Kurumu’nda 1963 öncesinde görsel, işitsel kayıtları bulunan Kıbrıslı Türk sanatçılara ait kayıtları da onlar bize iletecekler.

Bugün üzerinde mutabakat sağladığımız her bir konunun önemli olduğuna inanıyorum. Kıbrıs’ta yaşayan tüm insanların, toplumların yaşam kalitesini arttırmaya dönük, güvenliklerini de, kültürlerini de ilgilendiren konular olduğunu değerlendiriyorum. Hayırlı Padişahbet olmasını temenni ediyorum.

KIBRIS KONUSU VE MÜZAKERELER...

Ana konu Kıbrıs konusu, çözüm, müzakereler konusuna gelince…

Aldığımız tedbirler ve alınması muhtemel olanlar güven ve hayatı kolaylaştırmak açısından önemli ama esas sorunumuz ne olacak?

Bu konuda görüşmeye giderken desantralizasyon konusuyla ilgili, kurucu devletlerin daha da yetkili kılınması konusunda Sn. Anastasiadis’in görüşler koyduğunu ve daha ayrıntılı dinlemek istediğimi söylemiştim.

Sn. Anastasiadis, ilkesel bazda daha ayrıntılı bir sunum yaptı. O görüşler etrafında biz de kendi düşüncelerimizi söyledik. Derinlemesine bir değerlendirme oldu. Bu toplantı iki bölümüyle birlikte 3 saat civarında sürdü.

O nedenle etraflı bir şekilde konuştuk. Tabii; merkezdeki yetkilerin hangilerinin ilkesel anlamda merkezde kalması gerektiği konusundaki görüşlerini söyledi ama tüm yetkiler üzerinde hangilerinin kanatlara verileceği konusundaki bir çalışma yine eksik kaldı. Sn. Anastasiadis bu konudaki çalışmalarını daha da sürdüreceğini söylüyor.

Biz de gelecekte değerlendirebileceğimizi düşünüyoruz. Yanlış anlamalara meydan vermemek adına tekrarlayayım; merkezdeki yetkiler ne kadar daraltılırsa daraltılsın, bir miktar yetki kalacaktır. O yetkinin nasıl kullanılacağı da önemli olmaya devam edecektir.

Siyasi eşitlik de bu anlamda önem arz ediyor. Merkezin elde bulunduracağı yetkiler ne kadar dar olursa olsun o yetkinin nasıl kullanılacağı konusunda siyasi eşitlik, kararlara eşit katılım etkisini gösterecektir.

HAZİRAN'DAN ÖNCE HAREKETLİLİK BEKLEMİYORUM!

Haziran’dan önce herhangi bir hareketlilik beklemediğimi daha önce söyledim.

Bu kişisel görüşüm değil, Sn. Lute’un çalışmaları sonrasında ortaya çıkan bir gerçeklik.

Bugün Yunanistan ile bir daha görüştü. AP seçimleri var, Güney Kıbrıs’ta da var, Yunanistan’da da erken genel seçimlerin aynı tarihlere çekilme ihtimali var, Türkiye’de yerel seçimler var…

DESANTRALİZASYON KONUSUNDA RESMİ GÖRÜŞMELER BAŞLADI DEMEK DOĞRU OLMAZ

Desantralizasyon konusunda resmi görüşmeler başladı diye bir haber yapmak doğru olmaz. Gayrıresmi bir görüşmeydi.

Mutad sürecin bir parçası değildi. Onun olup olamayacağının temel unsuru, Sn. Lute’un çalışmalarının ne sonuç vereceğine bağlıdır.

5 tarafla da görüşen Sn. Lute var. Ortak bir noktayı bulup bulamayacağımızı bize o netleştirecek. Mamafih, yine yapmak istersek yapacağımız çalışmalar, Sn. Lute’un çalışmalarına yardımcı olabilir. Resmen görüşmeler başladı, desantralizasyon görüşülüyor demek doğru olmaz. Mobil telefon konusunun hayata geçmesi teknik bir konu.

Bir karar almıştık ama nasıl şekilleneceği konusunda masada duran bir öneri vardı. O bir türlü yaşama geçirilememişti.

Geriye dönük herhangi bir suçlama getirmek istemem böylesi bir günde ama geçmişte hat, merkez meselesi şu veya bu nedenle benimsenmedi.

Yoksa bu öneri çoktan beri masada duruyordu. Bununla ilgili komite, herkesin o hatta, o merkezde ki bu Lüxemburg olabilir, İsviçre olabilir, onunla ilgili komitenin yönlendirmesi gerekecek. Sistem içindeki merkezde operatörlerin birbirini görebilmesi ve iletişim kurabilmeleri için gerekli teknik altyapının o merkezde hazırlanması lazım.

Uzmanlar çok zaman almayacağını söylüyor ama kaç gün alacağını uzmanlar söylesin. Ben şu an kesin olarak bilemiyorum. Bu karar üretildikten sonra, geriye kalan artık uygulamadır. Bunun için isteklilik de var. Gerek bizim gerekse güneydeki operatörlerin Avrupadakilerle işbirlikleri var. Bir tek bu iki taraf arasındaki iletişim kopuktu. Biz cep telefonlarımızla dünyanın her yerinde haberleşebiliyorduk bu anlaşmalar nedeniyle. Rumlar da aynı şekilde. Ama sadece burada iki taraf birbiriyle konuşamıyordu. Şimdi bu engel dıştan bir merkez üzerinden aşılıyor. En erken zamanda olması için bizler de teşvik edici olacağız.