MİLLİ ŞUURLA VAROLUŞ MÜCADELESİ

Covid19 salgınının başlattığı ekonomik kriz, aşılanmaya rağmen önünün alınamaması, dövizin ön görülemez bir şekilde yükselip dalgalanması, buna rağmen ticari faizlerin yükselmesi, ülkemizin ekonomik faaliyetlerinde çok derin yaralar açmıştır ve açmaya da devam etmektedir. Türk Lirası’nın değer kaybı ile petrol fiyatının artması, enflasyonda yükselmeye, firmalarımızın, çalışanların ve toplumun her kesiminin, alım gücünün hızla erimesine, fakirleşmeye neden olmuştur.

Yapılması gereken, karamsarlığa, paniğe kapılmadan, vakur durup, kısa, orta ve uzun vadeli kararlar alınmasıdır. Gelecek nesillerin umutsuzluğa kapılmaması ve beyin göçüne neden olunmaması için, herhangi bir siyasi görüşten bağımsız, devlet birimleri, özel sektör, birlikler, örgütler, dernekler, sendikalar ve üniversitelerdeki bilim insanları birlik olup, toplumsal seferberlik ve milli şuurla çözümler üretmelidir.

Asgari ücret arttırılırken, devletin, özel sektöre, sosyal sigortalar ve vergilerde destek olması gerekmektedir ancak bu şekilde işsizliğin artması önlenebilir, kalifiye eleman istihdam edilebilir. Ülkemizde istenilen seviyede olmayan, nüfusumuzun yarısını oluşturan kadınların iş gücünün korunması, arttırılması ekonomimizin iyileşmesi için  zaruridir. Güçlü kadın güçlü toplum demektir.

Enflasyon ve ekonomik daralmanın çaresi yegane yerel üretimi arttırmaktır. Kaynakları kıt olan devletimiz, üretimi teşvik edeceği ürünleri, tekrardan belirlemek için, çalışmalar yapmalıdır. Yerel üretim, ithal ürünler ile, rekabet edebilecek hale getirilmesi için vergilerin buna göre düzenlenmesi gerekmektedir.

Tarım politikamız tekrar gözden geçirilerek, tarımsal üretim teşvik edilmelidir. Tarım ve sanayide üretimi arttırabilmek için, iki büyük ihtiyacımız, su ve elektriktir. Biran önce Türkiye’den gelen suyun, verimli topraklarımıza ulaşması sağlanmalıdır. Öte yandan, 12 ay güneş alan bir ülkede, yenilenemeyen enerji kaynağı olan petrolden, dünyanın en pahalı elektriğini üretiyoruz. Bunun için hızlıca gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı, alt yapı güçlendirilmeli, solar enerji üretimi arttırılıp, Türkiye ile enterkonnekte sistemle hem ülkemiz hem de Türkiye için elektrik üretilmelidir.

İthalat ve ihracat dengesini iyi kurmalıyız. İthalatı ucuzlaştırıcı, ihracatı destekleyici gümrük vergileri ile düzenlemeler yapılıp, cari açık düşürülmelidir.

İnşaat sektöründe eksik olan yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir. Bu sektörü ayakta tutmak güçlü bir ekonomi için vazgeçilmezdir.

Sektörlerimizde, halihazırda bulunan insan kaynağı sorunları, dövizdeki artışla, güneyde çalışan KKTC vatandaşı sayısını daha da arttıracaktır. Bununla beraber, yurtdışından istihdam sağlamak daha da zorlaşacaktır. Acilen eylem planı yapılmalı, teknik personel ve ara eleman yetiştirilmesi programlanmalıdır.

Önümüzdeki turizm sezonunu verimli geçirebilmek için, hava ulaşımını ucuzlatabilecek önlemler alınmalı, ülkemize gelecek havayolu ve sefer sayısını artırmak için anlaşmalar derhal yapılmalıdır. Charter uçuşlarının önemi, teşviklendirilmesi gerekliliği, ilgili mecralara anlatılmalıdır. Hem yeni bir havalimanı inşa edip, hem de güneyden turist getirmeye yönelmek çok üzücüdür. Öte yandan,  hiçbir ada ülkesinde uygulaması bulunmayan, haftasonları deniz limanlarının kapalı olması kararından vazgeçilmesi, gümrük ve limandaki vardiya sistemi ile, limanların haftasonları da aktif hale getirilmesi, deniz yolculuğunun ucuzlamasına ve sefer sayısının artmasına neden olacaktır. Aynı doğrultuda, ülkemize gelecek öğrenci sayısının arttırılabilmesi için de, seferberlik ilan edilmelidir. Ülkemizin lokomotif sektörü desteklenmelidir.

Her alanda israf, gıda israfı da dahil olmak üzere durdurulmalıdır. Üreten her sektörün girdi maaliyetlerinin düşürülmesi için, ilgili sektörlerle acilen milli şuur ile çalışma yapılmalıdır. Kamu giderlerinin de gözden geçirilerek, sadece acil ihtiyaçların belirlenmesi ve bu kapsam dışındakilerin de tasarruf kapsamında kısıtlanması gerekmektedir. Kanser hastaları, kronik hastalıkları olan çocuklar ilaçsız kalmamalıdır.

Kayıt dışı işletmelerin kayıt altına alınması ve adil vergi sistemi getirilmesi, devletimizin gelirini arttıracaktır.

Ülkenin kısa dönem hükümet programlarına değil, 5 yıllık ve 10 yıllık kalkınma programlarına ve planlamalarına ihtiyaç vardır. Bu programlar, meclis gündemine getirilerek, meclis onayı ile genel ülke politikalarına dönüştürülüp, her gelen hükümetin uygulamasını sağlayacak, kanunlar haline getirilmesi gerekmektedir. Bunun için de güçlü hükümetlere ihtiyacımız vardır.

GİKAD olarak, toplumsal dayanışmaya ve milli şuurla yapılacak her türlü çözüm odaklı çalışmanın içinde yer almaya hazır olduğumuzu, saygıyla bildiririz.

KIBRIS TÜRK GİRİŞİMCİ KADINLAR DERNEĞİ (GİKAD)

Editör: TE Bilisim