İnsan en zor anında iki şeye sığınır; güvendiğine ve annesine. Hemde yaşı kaç olursa olsun bu ikisine sığınır. İnsanın sığınabileceği en güvenli limandır anne. Tabi her doğuranda anne değildir. Doğurduğu evladının ruhunu sevgi ve şefkalte yoğurandır anne. Her birey, yaşı kaç olursa olsun, mesleği ne olursa olsun eğer annesini kaybetmişse hep bir özlem duyar. Bunun en güzel yansımasını son günlerde sosyal medya hesapları üzerinden paylaşılan Prof.Dr. Doğan Cüceloğlu’nun videosunda gördük. Küçük yaşta kaybettiği annesini anlatıyor ve onun ölümünü anımsayarak o günler gidip derin bir iç çekip ağlıyor. Dilindende yüreğindeki acı kırıntıları dışa vuran birkaç kırık cümleler dökülüyor; “Kelime olarak biliyorum, öldü. Yok. Ama hep içimde misafirliğe gitti. Bir gün sonra gelecek. İki gün sonra gelecek diye bakıyorum. Üç gün geçti gelmedi. Dört gün geçti gelmedi. Beş gün geçti gelmedi. Bir gün dedim ki; ben annemi bir daha göremeyeceğim. Enteresan bir şekilde çocuk aklımla şuna karar vermişim; “ANNEN YOK, KİMSEN YOK” ve böyle bir karar verdiğimi yıllar sonra anladım.” Diyerek ağlıyor ANNEN YOK KİMSEN YOK… Ne gariptirki Doğan hocayı dinlediğimde çocuk yaşta annesini kaybetmiş birisi olarak yaşadığı duyguları hissetmenin yanında duygularımın başkası tarafından bire bir ifade edilmesinin, hem şaşkınlığını hemde burukluğunu yaşadım. Annemi kaybettiğimiz ve defnettiğimiz günün gecesinde en küçük kardeşim bir bir sıralamıştı Doğan Cüceloğlu’nun söylediklerini. Ağlayıp sızlayıp annemizi defnedip geldiğimizde, gece yarısı evde sesszilik hakim olmuş, en küçük kardeşim birden; “Ben annemi özledim ne zaman gelecek?” demişti. Evet ANNEN YOK KİMSEN YOK’u, o gün bizlerde en derinden hissemiştik ve hissetmeye devam ediyoruz.

Anne bir çocuğun hayatında en kutsal değer olmanın yanında belkide en fazla sığınacağı, her derdini yaşı kaç olursa olsun açabileceği en güvenli limanı. İnsan en güvenli limanını kaybedince de hiç kuşkusuzki açık ve dalgalı denizde limansız kalmış gibi hissediyor. Günümüz dünyasının getirileriyle birlikte bu annnelik duygusunu halen aynı yaşayabiliyor yada yaşatabiliyor muyuz acaba? Anne halen bir çocuğun en kutsalı olarak kalabiliyor mu? Çocuklarımız küçük yaşlarda anne sevgisini hissederek büyüyebiliyor mu acaba? Yoksa günlük rutinin ve işlerimizin arasında çocuklarda kaynayıp gidiyor mu? Yada ayrılmış anne-babanın karşısındakine en büyük kozu olarak kullandığı, arada pinpon topu gibi gidip geliyor mu çocuklar? En kutsal değerler yerle bir mi ediliyor? Yoksa yaşatılıyor mu? Yada sosyal medyada bir kare fotoğraf ve üzerindeki süslü yazılardan ibaret mi kalıyor annemizin kutsallığı? Alınan fotoğrafın ardından anne yine kendi köşesinde yalnızlığına mı bürünüyor? Çocuklar yine kalabalıklar içerisinde en derin yanlızlığını mı hissediyor?

Şurası kesinki dijital yaşamın bizlere sunduğu sanal hayatlar yaşıyoruz bir çoğumuz. Günümüzde ne anneler bizim için eskisi kadar kutsal, nede annelik duygusu eskisi kadar kutsal. Bir yerlerde eksik yaşıyoruz. Hayatın rutini için değerli vaktimizi satarken ömrümüze değer katmayan şeyleri biriktiriyoruz. Oysaki yanımızdan gittiklerinde değerini biliyoruz annenin de evladında. Yaşarken kıymetini bilemiyoruz. Gidince, kaybedince değeri oluyor annnenin. Yada günlük rutin tempomuz içinde gözümüzün önünde büyüdüklerini fark edemediğimiz evlatlarımız büyüyüp bizden ayrılınca anlıyoruz değerini.

Kaybetmeden sahiplenebilmek adına, günlük rutinlerimiz arasında bazı duyguları sanal yaşamamak adına; en büyük hediye olan, varlıklarını derinden hissettiğimiz annemize bugün derin derin sarılıp, kokularını içimize çekelim. Unutmalayım ki ne geçen zamanı geri getirebileceğiz, nede toprak altına gönderdiğimiz annelerimizin kokularını ve sıcak sarılmalarını bir daha hissedebileceğiz. Onlarla yaşadığınız anın değerini bilin.Çünkü ANNEN YOKSA, KİMSEN YOK!

29 yaşında hayatını kaybeden annem dünyalar güzeli yüreğiyle; sabretmeyi, sükretmeyi, mehameti ve en önemlisi karşılıksız sevmeyi öğretti bizlere. Hoş kaç yaşında aramızdan ayrılırsa ayrılsın her annenin ölümü erkendir aslında. Çocuk doğuran değil, yüreğinde merhamet ve sevgi taşıyıp bunu çocuklarına ve çevresine yansıtan her kadın annedir. Bu duyguları ruhundan eksik etmeyen tüm annelerin günü kutlu olsun…

Onsuz geçen 26. anneler gününde, çok genç yaşta, 29 yaşında aramızdan ayrılan annem başta olmak üzere kaybettiğimiz tüm annelerimize en derin saygı ve rahmetle….