Rum Yönetimi, çarşamba günü Avrupa Konseyi Zirvesi’nde Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye arasındaki ilişkilerle ilgili kabul edilen sonuçlardan duyduğu memnuniyeti dile getirdi; Ankara’nın artık bir sonraki adımı atmaktan sorumlu olduğuna dikkat çekti.

Perşembe günü basına konuşan Güney Kıbrıs Dışişleri Bakanı Constantinos Kombos, ortaya çıkan sonucun aslında AB-Türkiye ilişkilerinin Kıbrıs sorunuyla ilişkilendirilmesi yönünde kendilerinin ortaya koyduğu hedef olduğunu, bunu gerçekleştirmek için belirli bir zaman seçildiğini söyledi.

Kombos bu sonucun, Türkiye için belirli koşulları ve önkoşulları olan bir sürecin başlangıcı olduğunu, bunun hem genel yükümlülüklerle hem de Kıbrıs’la ilgili yükümlülüklerin değerlendirme kriterlerine dayalı olduğunu açıkladı.

Rum Yönetimi’nin bu yönde önemli bir açılım yaptığını, artık Türk tarafının çok belirgin bir tercih yapması gerektiğini ifade eden Kombos, Birlik ortaklarına, Kıbrıs müzakerelerini yeniden başlatma çabalarını canlandıracak şekilde yanıt verdiği mesajını ilettiklerini bildirdi.

Kombos, artık Türk tarafının ya devam edip bir sonraki adımı atma ya da olayların Avrupa-Türkiye sürecini etkilemesine izin verme seçeneği olduğuna dikkati çekti; Türk tarafının Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilci heyetine verdiği altı aylık takvim göz önüne alındığında, Kıbrıs sorunuyla bu bağlantının pratikte nasıl kurulacağı sorusuna yanıt veren Kombos, Borrell’in Türkiye raporunun Türkiye hakkında olduğunu, Avrupa Konseyi’ndeki istişarelerin konusunun, çeşitli sektörlerde somut adımları içerdiğini söyledi.

Kombos bu sürecin, Avrupa Birliği’nin üzerinde çalıştığı şekilde başlayabileceğini, COREPER’e her zaman AB kurumlarının yeterlilikleri çerçevesinde bir sonraki adımlar için görev verildiğini anlattı.

“Bu nedenle bu çaba başlıyor. Her kriterin gereksinimleri var. Bu kadar kısa bir sürenin raporda belirtilen tüm konular hakkında bir sonuca varmak için yeterli olması beklenemez” şeklinde konuşan Rum Bakanı, bunun Türk tarafının hararetle takip ettiği bir ilke olduğunu, kendilerinin artık AB’nin işleyişi çerçevesinde raporda sıralanan tüm bu olasılıkları görmeye istekli olduklarını ifade etti.