Gülmek, ağlamaya kıyasla hep daha faydalı olarak görülmüştür.

Gülerken kimse gülüşünüzü durdurmaya çalışmazken, ağlarken herkes ağlamayı bırakmanız için uğraşır.

Halbuki ağlamak, bastırılmış duygu ve gerginliklerin azalmasını sağlar. Ki bu da aslında stres, depresyon ve ruh sağlığını iyileştirmek için yardımcı olabilir.

İnsan gözyaşı üzerine yapılmış çalışmalar, ağlamanın stres altındayken hormon salınımını artırdığını ortaya çıkarmış.

Bu hormonların, strese yanıt olarak salgılanan ve stres durumunu ortadan kaldırmakla görevli hormonlar olduğu gözlenmiş. Ayrıca gözyaşının yapısında, stres hormonlarına da rastlanmış. Yani stres hormonları, gözyaşıyla beraber vücuttan uzaklaştırılıyormuş.

Ağlama esnasında alınan derin nefeslerin de, stresin hafiflemesinde etkili olduğu düşünülüyor.

Dahası da var: Tıpkı kahkaha atmak gibi, ağlamak da endorfin salgılanmasını sağlıyor. Neşe verici etkisi olan endorfin, aynı zamanda ağrı sinyallerinin beyne ulaşmasını engelleyerek ağrı azaltıcı etki de sağlar. Bu nedenle fiziksel acınız varsa ağlama sonucunda bunda da bir azalma meydana gelir.

Ağlama esnasında kan basıncının da düştüğü tespit edilmiş.

Bunun yanı sıra nabız sayısının da azaldığı görülmüş. Ağlama bittikten sonra nefes alış verişlerinin de yavaşladığını biliyoruz.

Bu üç durum birleşerek kişinin rahatlamasını sağlayıp, vücudu daha sakin bir ruh haline sokuyor.

Özetle ağlamak, sanıldığı kadar kötü olmayan, aksine vücudun oldukça rahatlamasını sağlayan bir eylem.

Yani ağlayasınız varsa, sakın kendinizi tutmayın, göz yaşlarınızın akmasına izin verin. İçinizdeki o ağlama hissi boşuna oluşmuyor, vücudun kendini rahatlatabilmesi için geliştirilmiş bir mekanizma ağlamak. İnsan olmanın en doğal hallerinden biri anlayacağınız.

Editör: TE Bilisim