Psikiyatrist/Psikoterapist Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Üney konu hakkında bilgiler verdi.

1. VAJİNUSMUS (BİRLEŞMEKTEN KORKMA)

Cinsel birleşme esnasında; kasılma ve buna eşlik eden bacaklarda kapanma, itme gibi davranışlarla penisin vajinaya girememesi durumudur. Kısaca; kadının cinsel birleşmeden korkma halidir. Kadın; her denemeden önce çok şiddetli korku yaşar. Dünyada her elli kadından birinde görülebilmektedir. Çoğunlukla kadının etraftan aldığı yanlış cinsel bilgiler bu konuya neden olmaktadır. Birleşmenin; ağrılı acılı olacağıyla ilgili yanlış bilgiler, kadını korkuya sevk eder.

2. İLK GECE KORKUSU

Daha çok vajinusmus sorunu olanlarda olmasına rağmen, birçok kadın bu korkuyu yaşamıştır. Bunun en büyük nedeni etraftan duyduğu abartılı yanlış cinsel bilgilerdir. Birçok kadın için; şüphesiz, ilk cinsel birleşme oldukça önemlidir. Gerdek gecesi (evli kişilerin ilk cinsel birleşme yaşadıkları gece), birçok kadın için bilinmezlerle doludur. Burada genelde etraftan duyduğu “Çok ağrılı olacak, Çok kanma olacak, Çok acı çekeceksin” gibi yanlış bilgiler kadını aşırı endişelendirir. Hatta bazıları o kadar acı çekeceksin ki bir hafta poponun üzerine oturamayacaksın gibi sözler duymuştur. Ayrıca toplumda birçok kişinin duyduğu bir efsane olan kenetlenme bilgisi de, işi daha karmaşık hale getirir. Bütün bu; yanlış, tamamen uyduruk bilgiler, kadını aşırı korkutur ve cinsellikten uzak tutar. Oysa ilk birleşme de kanama 1-2 damla lekelenme şeklinde kanama olur.

3. KÜÇÜK PENİSİM VAR KORKUSU

Birçok erkeğin penis boyutuyla ilgili kaygıları vardır. Kendi penisinin normal olup olmadığını, merak eder. Çünkü toplumsal alanda; büyük penisin makbul olduğu ile ilgili bir yargı vardır. Oysaki yapılan araştırmalarda penis boyutunun; kadına vereceği zevk açısından bir önemi yok. Yetişkin bir erkekte ortalama sertleşmiş penis boyu 13 cm’dir. Sertleşmiş penis boyu 9 cm’nin altındaysa küçük penis olarak adlandırılır. Bununla birlikte; cinsel birleşmeye izin verecek kadar büyükse, penis boyu çok önemli olmaz.

4. AYDINLIKTA SEKS YAPMAKTAN KORKMA

Birçok çift karanlıkta, gece sevişir. Hatta bunu kural gibi uygular. Ancak bazı kişiler aydınlıkta cinsellik yaşamaktan kaçınırlar. Bu kişilerin daha çok kendi bedenlerini beğenmeme, kendi bedenlerinde utanma sorunları vardır. Özellikle; kadınların kendi vücudu, meme büyüklüğü, erkeklerin ise penis büyüklüğü ile ilgili korkuları bu kaçınmaya neden olur.

5. SEKS YAPMAKTAN KORKMA (GENOFOBİ)

Cinsel birleşmeden ve sevişmekten korkma hali olarak nitelendirilir. Bu kişiler; cinsellik yaşanması ya da yaşanma ihtimali olduğu durumlarda, aşırı kaygı yaşarlar. Esasen fiziksel herhangi bir sorun yoktur. Hatta böyle durumlarda panik nöbetleri geçirebilirler. Bu nedenle romantik ilişkilerden uzak dururlar. Bu kişilerin bir kısmı cinsel taciz ya da tecavüz mağdurlarıdır. Bunu dışında böyle sahnelere maruz kalmışlarsa da bu korku oluşur.

6. CİNSEL KONULARDAN KORKMA EROTOFOBİ)

Erotofobi, cinsellik ve cinsel içerikli konuşmalardan korkma ve uzak durmaktır. Bazen hiçbir sebebi bulunmayabilir. Toplumda; cinselliğin uluorta konuşulması uygun karşılanmaz. Hatta bu nedenle; cinsel organların isimleri bile, farklı farklı söylenmektedir. Daha çok kaygılı kişiler bu korkuyu yaşarlar. Bu konuların açık açık konuşulması; kimi kişide, suçluluk duyguları yaratabilir. Cinsellik konularını konuşmak, kişilerde cinsel uyarılmaya neden olabilmektedir. Bu yüzden de kaçınabilirler.

7. SERTLEŞEMEMEKTEN KORKMA

Yaygın olan bu korkunun nedeni, insanların kusursuz olma çabasıyla ilgili olabilir. Hayatın her alanı gibi, cinsellikte her zaman harika olmayabilir. Sertleşme sorununu, zaman zaman yaşamak doğaldır. Ancak kişi; bir defa böyle bir sorun yaşarsa, tekrar olabilir korkusuna kapılabilir. Bu nedenle cinsel birleşmelerden kaçınabilir. Hatta bu korkuyla baş etmek için; yanlarında sertleşme sağlayacak ilaç bulundururlar ya da riske girmeyip her cinsel birleşme öncesi ilaç kullanırlar.

8. HAMİLELİKTE CİNSEL İLİŞKİDEN KORKMA

Hamilelik, kadın için önemli bir dönemdir. Birçok çift bu dönemde; çocuğa bir zarar gelecek korkusuyla cinsellikten uzaklaşırlar. Oysaki hamilelikte; doğum hekimince herhangi bir uyarı yapılmadıysa cinsel birleşme, doğuma kadar devam edilebilir. Hamilelikte zaman zaman kadında isteksizlik olsa da, genel olarak cinsel istek değişmez. Normal zamanlarda ki gibi orgazm olur. Hamilelikte eğer ciddi bir durum yoksa; cinsel birleşme, çocuğa herhangi bir zarar vermez ve düşüğe neden olmaz. Bununla birlikte hamilelik sonrası 6. haftadan itibaren cinsellik tekrar başlayabilir. Tamamen normale dönmesi ise, 12. haftayı bulabilmektedir.

9. BAŞKALARI DUYAR KORKUSU

Bazı aşırı kaygılı kişiler başkalarının duyabileceğinden korkarak cinsel bir eylemden kaçınırlar. Bu korku duyacakları kişiler genelde; bakıcı, evdeki çocuk ya da çocuklar, aynı evde yaşayan başka kişilerdir.

10. CİNSEL ORGANLARA DOKUNMAKTAN KORKMA

Birçok kişi; cinsellikle ilgili bilgileri, etraftan duydukları kadarıyla bilirler. Özellikle; aşırı baskı ve korkuyla yetiştirilmiş, cinsellikle ilgi bir eylem ya da bir konuşma nedeniyle aşırı cezalandırılmışsa, cinsel organın dokunmaktan ya da partnerinin cinsel organına dokunmaktan korkar. Bazılarında ise vajinaya ya da penise karşı tiksinti olabilir.

11. ÇIPLAKLIKTAN KORKMA (JİMNOFOBİ)

Kimi insanlar; küçük yaştan itibaren aşırı baskıcı yetiştirilmeleriyle ilgili, çıplak kalmaktan aşırı endişe duyabilirler. Bununla birlikte, kimileri ise aşırı utangaç ya da kendi bedenlerinden utandıkları için veya kendi bedenlerini beğenmedikleri için çıplaklıktan uzak dururlar. Cinsellik çıplaklık gerektirdiği için, bu konu cinselliği olumsuz yönden etkileyebilmektedir.

Bu durumların hemen hepsi aşırı kaygı nedeniyle oluşmaktadır. Eğer böyle bir kaygı yaşıyorsanız, lütfen bir psikiyatrist ya da bir klinik psikologdan yardım alın.