Kovid-19 testinin pozitif çıkması sonucunda 21 gün entübe olarak uyutulan ‘Çok Gezenti’ programının sunucusu Burak Akkul "İnsanların tatile çıkmasını hala anlamıyorum. Yoğun bakımın bir gününe şahit olsanız camdan dışarı burnunuzu çıkarmazsınız" dedi.

Bir televizyon kanalı için dünyanın farklı noktalarına giderek gezi programı yapan Burak Akkul ve Seda Akkul çifti, mart ayında yeni tip koronavirüse (Kovid-19) yakalandılar. Londra'da rahatsızlanan Burak Akkul, tedavi için döndüğü Türkiye'de Kovid-19 testinin pozitif çıkması sonucu müşahede altına alındı. Durumu ağırlaşan Akkul, entübe olarak 21 gün tedavi gördü. Bir aylık tedavi sonucu virüsü tamamen yenen Burak Akkul ile eşi Seda Akkul, hastalık sürecini anlattı.

‘Kuluçka dönemini muhtemelen Londra'da geçirdim’

Seyahat programının çekimi için 3 Mart'ta Londra'ya uçtuğunu belirten Akkul, havalimanında fazla vakit geçirdiğini, Londra'ya vardığında ise hastalık semptomlarının başladığını belirterek, şöyle devam etti:

"Londra'daki beşinci günde ben öksürmeye başladım ve ateşim çok yükseldi. Sabiha Gökçen Havalimanı'nda fazla kalmıştım. İnsanlarla o günü iç içe geçirdim. Kuluçka dönemini muhtemelen Londra'da geçirdim. Eşim ve abisinin eşi, sağlık kliniğine giderek sordular ancak 'Gelmeyin, çok ölümcül durum hissederseniz ambulans çağırın' dediler. Yabancı ülkede kalmamak gerektiğini düşündüm. Bir de benim tek bademcik iltihabı diye bir rahatsızlığım vardı ve ilgilenen doktor yok diye 10 Mart'ta Türkiye'ye döndük."

Türkiye'de ilk önce özel bir hastaneye başvurduklarını, doktorların tek bademcik iltihabı teşhisi koyduklarını aktaran Akkul, 2 gün sonra durumunun ağırlaştığını bunun üzerine Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi'ne gittiklerini ifade etti.

‘Uyuma sürecinde çok farklı kabuslar gördüm’

Akkul, Kovid-19 testinin pozitif çıkmasıyla karantina odasına alındığını, 17 Mart tarihinde de akciğerdeki hastalığının ilerlemesinden dolayı uyutulduğu belirterek, "Bu uyuma sürecinde çok farklı kabuslar gördüm. Kabuslar görüp uyandığım için çok durağan, çok hareketsiz bir dönem geçirdim. İlacın etkisi geçip uyandırılmaya başladığım zaman sorulara geç cevap verdiğim bir dönem yaşadım." diye konuştu.

‘21 günde 17 kilo verdim’

Akkul, normal odaya çıkarıldıktan sonraki süreci ise şöyle anlattı:

"Servise çıkarıldım, ilacın etkisinden dolayı elim, ayağım tutmuyordu. Seda da pozitiften negatife dönmüştü, 5 gün aynı odada kalabildik. 21 günde 17 kilo verdim. Beş gün içerisinde yemek yemeyi tekrar öğrendim. Çünkü koronavirüsten dolayı tatsızlık vardı, yemekten tat alamıyordum. Hastanenin 32. günü eve taburcu oldum."

Türkiye'nin pandemi sürecinde hızlı bir şekilde kanalize olduğunu ve ivedi bir şekilde Kovid-19'la mücadeleye başlanmasını büyük bir başarı olarak değerlendiren Akkul, "Bugüne kadar Türkiye'de böyle bir pandemi vakası görülmüş değil fakat buna rağmen bütün hastaneler bir anda kendini pandemiyle mücadeleye çevirdi. Hem Sağlık Bakanlığımız, doktorlarımız hem de halkımızın bilinci Türkiye'de bence çok hızlı oturdu. Bizi takip eden, dualarını esirgemeyen ve hem bize bu enerjiyi veren izleyicilerimize hem de sağlık ekiplerimize çok teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu.

‘Çok ciddi bir hastalık, bunu yaşamayan bilemez’

Akkul, salgının hala bitmemiş olduğunu hatırlatarak vatandaşlara şu uyarılarda bulundu:

"Hastalık geçmiş değil, bitmiş değil. Koronavirüs çok ciddi bir hastalık, bunu yaşamayan bilemez. İnsanların konvoylar halinde tatile çıkmasını hala anlamıyorum. Değil hastanede 30 gün geçirmek, yoğun bakımda bunun tedavisinin bir gününe şahit olsanız, oradaki hastaların ve hasta yakınlarının hissettiklerini bir bilseniz değil sokağa çıkmak camdan dışarıya burnunuzu çıkarmazsınız. Bu hastalık 'Sonuna kadar bitti' denilmeden ya da aşısı bulunmadan, zorunlu haller haricinde keyfi olarak 'Tatile gidelim', 'Denize girelim' şeklinde kesinlikle bu yaz böyle bir lüks yapılmamalı."

İnsanların büyük olayları çabuk unutabildiğine dikkati çeken Akkul, seyahat programlarını bu yaz yapmayacaklarını, vaktini seyahat yazısı yazarak ve ‘Çok Gezenti 2’ kitabını yazarak geçireceğini söyledi.