Şarkıcılığın yanında sunuculuk da yapan Nihat Doğan, geçen ay İranlı sevgilisi Arezoo Gharlar ile hayatını birleştirdi. Nikah pozlarını takipçileriyle paylaşan ünlü isim, gönderisine; "Sen, bana Allah’ın verdiği bir ödülsün. Sen bana cennetten bir gülsün, gülücüksün. Hoş geldin hayatıma. Sonsuza kadar birlikte yaşamak yaşlanmak dileğiyle dünyam benim. Bir maşallahınızı alalım" notunu düşmüştü.

"ÜÇ KURUŞLUK DÜNYA"

Şimdilerde baba olacak olmanın heyecanını yaşayan Nihat Doğan, bugün 2. Sayfa'nın canlı yayınına katıldı. Özel hayatına dair merak edilenleri anlatan Doğan, "Hayat olgunlaştırıyor. Hatalarımız oldu, yanlışlarımız oldu, magazinsel ilişkilerimiz oldu, kırdığım kırıldığım oldu. ND sineması benim hayatım diyordum. O sinemada istemediğim şeyler oldu. Sayın İbrahim Tatlıses ile kavgamız oldu. Neticede 3 kuruşluk bir dünya..." dedi.

"Necip Fazıl'ın güzel bir sözü var. 'Ben geçmişimi dürdüm, büktüm, çöpe attım. Çöpü karıştırmak köpeklerin işidir' diyeceğim çok ağır olacak" diye konuşan ünlü isim, "Bu hayatta görmediğim hiçbir şey kalmadı .Mesleğimde yaşamadığım hiçbir şey kalmadı. Sadece bir tek evlat özlemim vardı. Annem 'torun özlemim var' diyordu, sürekli 'sana kız bulduk' diyordu" ifadelerini kullandı.

GÖZYAŞLARINA BOĞULDU

2020 yılında ablası Fatma Doğan'ı toprağa veren Nihat Doğan, "Ablamın 2. yılıydı 1 hafta önce. Benim için çok kıymetliydi" dedi. Gözyaşlarına boğulan, ünlü türkücü, "Ablam hiçbir şey görmedi. Garip geldi, garip gitti. Kardeş acısı çok zormuş. Allah kimseye yaşatmasın. Ben böyle bir acı görmedim, duymadım. Ciğerimden parça koptu. Ne zaman beni görse karpuz isterdi. Abla başka bir şey iste, elbise iste, ayakkabı iste derdim. 'Yok karpuz yeter' derdi" şeklinde konuştu.

Kendini bir süre toparlayamayan Doğan, stüdyoyu terk etti. Ardından geri gelen ve eşi hakkında konuşan ünlü isim, "Arzu bizi izliyor şu anda. 'Nihat Doğan'ın hayranı' yazmışlar. Ben onun hayranıyım. O beni tanımıyordu. Evliliğe götüren de beni tanımamasıydı zaten" dedi.

EŞİYLE TANIŞMA HİKÂYESİNİ ANLATTI

Arezoo Gharlar ile tanışma hikayesini anlatan türkücü, "Onu bir restoranda gördüm. Masa değiştirdi, ben de değiştirdim. Kalktı giderken peşinden gittim. 'Tanışabilir miyiz' dedim. Benim gülüşüm de onun hoşuna gitmiş. 'Tamam' dedim. Otoparka kadar konuşarak gittik. Türkçe de bilmiyor, nasıl konuşacağız, numarasını nasıl isteyeyim. Bir numara verdi ama o da değişik. Başka başka insanlar çıkıyor. Çift sıfır koymamışız. Sonra bir şekilde buluştuk. Adımı da başka söyledim. 'Ahmet' dedim. Restorana gidiyoruz. 'Nihat Bey merhaba' diyorlar. Sürekli tanınınca başka mekanlara gidelim dedim. İki ay böyle geçti. Millet gelip fotoğraf çektiriyor. En son bir kız gelip fotoğraf çekince 'Neden bu kız seni sarılıp öpüyor? Yanında ben varım' dedi. O zaman mecbur kaldım kendimi tanıttım. Söylemez olaydım. Her şeyi inceledi. Çok zor durumda kaldım" ifadelerini kullandı.

"HÜNGÜR HÜNGÜR AĞLADIM"

Doğan, "Üç ay flört durumumuz oldu. Sonra İran'a gittim. Annemle beraber hem de. Ailesinden istedik. Kızı aldık geldik. Dini nikahımızı da kıydık. Gelir gelmez resmi nikah için de gün aldık. Bu sefer yengem yoğun bakıma alındı, vefat etti. Düğün yapamadık. Erteledik" dedi. Doğan, sözlerine şöyle devam etti:

Sonra bebek sürpriz yapınca 'bekleyemeyiz' dedik. Her gün beni arıyor; 'Bugün Yemek yiyelim' diyor. Ben de stüdyodayım. Bugün, yarın diyorum. En sonunda 'Ya bugün yemek yenecek ya da ben İran'a gidiyorum' dedi. O gün yemeğe çıktık. Bebek ayakkabısı getirmiş yanına. 'Bu ne?' dedim. 'Ben hamileyim' dedi. Salya sümük ağladım. 5 kilo aldım. Sürekli yemek yiyorum. Gecenin bu yarısı canım bunu istedi, şunu istedi.

"Anneme söylemesi için ablama söyledim. 'Ayıp ben söyleyemem' dedim. İnanmadılar. Sonra anneme söyledik bir şekilde. Çok mutlu oldular" diyen Nihat Doğan, "Bodrum'daydık. Bir arkadaşım 'benim hanımın doktoruna gidelim' dedi. 'Çocuğun kalbini dinleyelim' dediler. 'Çocuğun kalbi mi var, oluşmuş mudur' dedim. Ben hala algılayamıyorum. Annelik bu yüzden kutsal. Biz ancak onu getir, bunu götür hizmetçiyiz. Kalbini duydum, salya sümük ağlamaya başladım. O an bazı şeylerin farkına vardım" şeklinde konuştu.

"HÜNGÜR HÜNGÜR AĞLADIM"

Doğan, "Üç ay flört durumumuz oldu. Sonra İran'a gittim. Annemle beraber hem de. Ailesinden istedik. Kızı aldık geldik. Dini nikahımızı da kıydık. Gelir gelmez resmi nikah için de gün aldık. Bu sefer yengem yoğun bakıma alındı, vefat etti. Düğün yapamadık. Erteledik" dedi. Doğan, sözlerine şöyle devam etti:

Sonra bebek sürpriz yapınca 'bekleyemeyiz' dedik. Her gün beni arıyor; 'Bugün Yemek yiyelim' diyor. Ben de stüdyodayım. Bugün, yarın diyorum. En sonunda 'Ya bugün yemek yenecek ya da ben İran'a gidiyorum' dedi. O gün yemeğe çıktık. Bebek ayakkabısı getirmiş yanına. 'Bu ne?' dedim. 'Ben hamileyim' dedi. Salya sümük ağladım. 5 kilo aldım. Sürekli yemek yiyorum. Gecenin bu yarısı canım bunu istedi, şunu istedi.

"Anneme söylemesi için ablama söyledim. 'Ayıp ben söyleyemem' dedim. İnanmadılar. Sonra anneme söyledik bir şekilde. Çok mutlu oldular" diyen Nihat Doğan, "Bodrum'daydık. Bir arkadaşım 'benim hanımın doktoruna gidelim' dedi. 'Çocuğun kalbini dinleyelim' dediler. 'Çocuğun kalbi mi var, oluşmuş mudur' dedim. Ben hala algılayamıyorum. Annelik bu yüzden kutsal. Biz ancak onu getir, bunu götür hizmetçiyiz. Kalbini duydum, salya sümük ağlamaya başladım. O an bazı şeylerin farkına vardım" şeklinde konuştu.