Hiç bir ilişkinizde sanki bir ilişki içinde değilmişsiniz gibi yalnız hissettiğiniz oldu mu? İlişkinizle ilgili problemlerinizi partnerinizden çok arkadaşlarınıza anlattığınız bir ilişki içinde bulundunuz mu... Bitmesi gerektiğini bildiğiniz ancak bir türlü nokta koymadığınız ve hep düzelecek diye beklediğiniz. İşte biz o ilişkilere tek taraflı ilişkiler diyoruz. Peki bir ilişkide yalnız olduğunuzu, ilişkiyi tek taraflı yaşadığınızı nasıl anlarsınız? Anlattık.

Siz onun için her zaman oradayken o sizin için değildir

Partnerinizle karşılıklı bir akışın içinde olmak yerine eğer kendinizi sürekli onun ihtiyaçlarını karşılarken buluyorsanız bu tek taraflı bir ilişki yaşadığınıza dair tehlike işaretidir. Partneriniz sadece bir şey istediğinde sizinle iletişim halindeyse ama siz benzer bir ihtiyaç halindeyken ona ulaşamıyorsanız bazı şeyleri gözden geçirmeniz gerekebilir.

İlişkide çaba sarf eden tek taraf sizsinizdir

İlişkide yakınlığı ve iletişimi sağlama sorumluluğu sadece size aitmiş gibi hissettirilirsiniz. Bu orantısız çabayı dile getirdiğinizde ise sanki siz bunu abartıyormuşsunuz gibi içinde bulunduğunuz durumu küçümser.

Kendinizi güvensiz ve yetersiz hissedersiniz

Elinizden gelenin en iyisi yaparsınız ama bu uğraş hiçbir yere varmaz. Zamanla değerinizi sorgulamaya başlar ve ihtiyaçlarınızın bahsetmek için yeterince önemli olmadığına inanmaya başlarsınız. Sonuçta siz yeterince iyi olsaydınız o sizi mutlu etmek istemez miydi?

Sürekli size karşı olan tavırlarına bir bahane bulursunuz

Ya sürekli kötü bir gün geçiriyordur ya da zorlu bir dönemden geçiyordur. Partnerinizin eylemlerini haklı çıkarmak ona duyduğunuz sevgiden gibi gözükebilir ama aynı zamanda bu gerçeklerden kaçtığınızın da bir göstergesi olabilir. Onları oldukları gibi görmekten ziyade, olabilecekleri potansiyel kişi olarak görmeyi tercih edersiniz.

Özür dileyen taraf hep sizsinizdir

Bu tür ilişkilerde bir taraf partnerinin ihtiyaç ve duygularına karşı fazlasıyla empatik iken diğer taraf diğerinin deneyimlerine karşı fazlasıyla kayıtsız ve duygusuzdur. İlişkideki stresi azaltmak için, yanlış hiçbir şey yapmamış olsanız bile artık sadece tartışmayı sonlandırmak için kendinizi karşı taraftan özür dilerken bulabilirsiniz. 

Kendinizi sanki onun etrafındayken parmak ucunda yürüyormuş gibi hissedersiniz

Onu üzmek istemediğiniz için bazı konular konuşulurken dikkatli davranırsınız. Tartışmayı tetikleyebilecek her şeyi halının altına süpürürsünüz. Yüzeysel düzeyde sohbetler ise keyifli ve tehlikesizdir.

Ne hissettiği konusunda asla emin değilsinizdir

İletişim şeffaf olmadığı için kendinizi sürekli onun size karşı olan davranışlarını düşünürken ve aslında gerçekten ne hissettiğini anlamaya çalışırken bulabilirsiniz. Emin olamadığınız için de kendi hislerinizi hiçe sayıp onların hislerini önceliğiniz haline getirirsiniz. Bir zaman sonra temellere dayalı gerçeklikler yerine ise ilişki daha fazla spekülasyon ve tahmin üzerine kurulmaya başlar.

İlişkinizdeki problemleri partnerinizden çok arkadaşlarınızla konuşursunuz

İkinci bir görüş almak her zaman faydalı olabilir, ama her ilişkide problem yaşadığınızda arkadaşlarınıza koşuyorsanız bu iyiye işaret değildir. Bu sorunları gerçekten onu çözebilecek kişiyle, yani partnerinizle konuşmak daha yapıcı olacaktır.

Onu değiştirebileceğinizi ya da kontrol edebileceğinizi düşünürsünüz

Sürekli sizinle etkileşim şeklini değiştirmek istediğinize dair ipuçları verirsiniz; ama günün sonunda bu size değil, ona bağlı bir şeydir. İnsanlar kendileri istemedikleri sürece değişmezler. Bunun o kişi için en iyisi olduğunu düşünseniz bile oldukları kişiyi değiştirmeye zorlamak manipülasyon gerektirir. Bu ise iyiliklerinden çok kötülüklerine olacaktır.

Sevdiklerinizle ilişkiniz hakkında detayları paylaşmaz veya ilişkinizi olduğundan daha iyiymiş gibi gösterirsiniz

İlişkinizin nasıl gittiğine dair bazı konuları ailenizle veya arkadaşlarınızla paylaşmak konusunda kendinizi rahat hissetmezsiniz. Partnerinize ve size nasıl davrandığına dair soruları duymaktan çekinirsiniz.