Bağımsızlık Bildirgesinde Denktaş’ın Stratejik Zekâsı ve Müptezel Talebeleri

19 Ekim’de Cumhurbaşkanlığı seçimine giderken seçim kazanmak için her şey mübah anlayışı ve ihtirası ile Kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Raif Denktaş’ın kemiklerini sızlatan maalesef akıldan yoksun bazı siyasi girişimlere tanık oluyoruz.

KKTC kurulurken beraberinde kuruluş bildirgesini de ilan eden Kurucu Cumhurbaşkanının işbu bildirgenin felsefesini oluşturan stratejik zekasını idrakten aciz bazı siyasiler güya seçimde Tatar’a avantaj sağlamak amacıyla “Kıbrıs Sorununa İki Devletli Çözüm Konusunda Karar Önerisi"ni Cumhuriyet Meclisi’nde onaya sunacaklar.

Gelin öncelikle KKTC’nin Kuruluş Bildirgesine aşağıdaki gibi tekrar bir atıf yapalım.

KKTC’nin Kuruluş Bildirgesi

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin İlanı

15 Kasım 1983'de Federe Meclis'in oybirliği ile aldığı bir kararla, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilan edildi. 40 Milletvekili ve Meclis dışından atanan bir Bakanın önerisiyle alınan Meclis kararında şu ifadeler yer alıyordu:

"Kıbrıs Türk halkının özgür iradesini temsil eden, doğuştan hür ve eşit olan bütün insanların hür ve eşit yaşamalarına inanan, bu inanç içinde, Kıbrıs Türk Halkının kendi kaderini tayin etme hakkını 17 Haziran 1983 tarihli kararıyla dünyaya ilan etmiş olan, ırk, milli menşe, dil ve din gibi farklara dayalı olarak insanlar arasında ayırım gözetilmesini, her türlü sömürgeciliği, ırkçılığı, baskı ve tahakkümü reddeden, Kıbrıs'ta, Doğu Akdeniz'de, Orta Doğu'da ve dünyada tam bir barış ve istikrarın, huzur ve güven içinde yaşama ve kendi kendilerini yönetmeye hakları olduğuna inanan, aynı adada yan yana yaşamaya mecbur bulunan bu iki halkın aralarındaki bütün sorunları, eşit düzeyde müzakerelerle, barışçı, adil ve kalıcı bir çözüme ulaştırmanın mümkün ve zorunlu olduğu görüşüne sımsıkı bağlı bulunan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilanının iki eşit halk arasında ortaklığının bir federasyon çatısı altında yeniden kurulmasını ve sorunların çözümlenmesini engellemeyip, kolaylaştırabileceğine kani olan, iki halk arasındaki bütün sorunların barışçı ve uzlaşmacı bir politika ile çözümlenebileceğine inanan ve bu amaçla müzakereler yürütülmesini yürekten dileyen ve önerilmiş bulunan zirve toplantısının bu açıdan yarar sağlayacağına inanan Meclisimiz, Kıbrıs Türk Halkı adına, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ve 'bağımsızlık bildirisini' onaylar".

KKTC’nin kuruluş bildirgesini dünyaya ilan ederken Kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Raif Denktaş tarafından formüle edilen işbu bildirgenin arka planındaki stratejik zekayı aşağıdaki gibi deşifre edebiliriz:

· Denktaş, Kıbrıs Türk halkının duruşunu/birliğini/dirliğini tartışma konusu yapmamak için işbu bildirgenin Cumhuriyet Meclisinde oybirliği ile geçmesini temel unsurlardan biri olarak görmüştür.

· Denktaş, Rum Yönetiminin Kıbrıs Cumhuriyeti’ni işgal ettiğini ve haksız ve adaletsiz olarak tüm dünyada adanın meşru hâkimi olarak göründüğünü haykırırken, bunu somut hale getirmek için Güney’de Rumların işgal ettiği devlet karşılığında Kuzey’de de Dünyada itibar görmeye layık eşit haklara sahip bir halkın temsil ettiği bağımsız bir devlet kurulduğunu ilan etmiştir.

· Bildirgenin ortaya koyduğu stratejik zekanın en can alıcı noktası ise Denktaş’ın dünyada kabul gören oyunun kuralları dışına çıkmamasıdır. Şöyle ki ‘Cumhuriyet ilanının iki eşit halk arasında ortaklığının bir federasyon çatısı altında yeniden kurulmasını ve sorunların çözümlenmesini engellemeyip, aksine kolaylaştıracağının’ altı çizilmektedir.

Yukarıdan da anlaşılacağı gibi; Denktaş’ın formüle ettiği stratejik zekânın merkezinde her ne olursa olsun oyunu uluslararası kabul edilen kurallar ve meşru hakemin nezaretinde oynamaya devam etmesi bulunmaktadır. Şöyle ki, Tatar’ın yeni siyaset adı altında “iki devletli egemen eşitlik modelini” kabul ettirmenin olmazsa olmaz yolu yine BM parametreleri çerçevesinde görüşmeleri devam ettirip, federasyon seçeneğinin tükendiği ve Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin Federatif bir çözüme yanaşmadığı gerçeğini uluslararası camiayı iknadan geçer. Kim bilir belki de Tatar’ın ‘iki devletli egemen eşitlik modeli’ni paralel evrende kabul edecek başka bir dünya ve BM vardır! .....

Sonuç olarak; KKTC’nin Kuruluş Bildirgesindeki, stratejik zekayı oluşturan iki eşit halk arasında ortaklığının bir federasyon çatısı altında yeniden kurulmasını reddedecek şekilde oyçokluğu ile federasyon yolunu tamamen kapatmak ve dolayısıyla uluslararası camiaya, BM’ye meydan okumak Kıbrıs Türkü için hüsran anlamına gelen yaratılan açık hapishanenin duvarlarını yükseltmek, kalınlaştırmak ve sağlamlaştırmaktan başka bir sonuç vermeyecektir.