Bakan olmak ya da olmamak

W. Shakespeare'in Hamlet'te klasikleşmiş bir söylevi var.

“Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu!” diye başlayan ünlü tirat çok derin bir felsefe içeren önemli bir söylev niteliğindedir.

İçerdiği felsefe bir yana, ilk cümlesi bile oldukça vurucu olan bu söylevin Kıbrıs Türk siyasi tarihine uyarlanmış şekli Kuzey Kıbrıs’taki hakim siyasete damgasını vurmuştur.

Öyle ki buradaki hakim siyasetçi Hamlet'in ünlü söylevini “Bakan olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu” anlayışıyla benimsemiş ve uygulamaya çalışmıştır.

50 yıllık siyasal tarihimiz bu konuda çok sayıda örnek içerir.

Özellikle uzun yıllar iktidarda kalan UBP içerisinde çok yaygın olan bu anlayış nedeniyle, bakan olanlar bakanlıktan alındığı ya da milletvekilli olanlar bakan olamadığı için çok sayıda hükümet yıkılmıştır.

UBP ve türevi partilerde klasik olan bu anlayış özellikle bu günlerde yeniden gündeme gelmiş görünüyor.

Mevcut hükumetin bu nedenle mecliste nisap sorunu yaşadığı biliniyor.

Elbette, bir milletvekilinin bakan olmak istemesi meşru olgudur.

Bilginiz, donanımınız ve vizyonunuz varsa onu hayata geçirmek için elbette bakan olmak meşrudur.

Ama bizde olan ne yazık ki böyle bir arzunun yansıması olarak görülmüyor.

İsimlerin çoğu sırf bakan hatta başbakan olmayı bir büyük vizyonu hayata geçirmek için istemiyor.

Yapmak için değil olmak için mücadele veriyor. Öyle olduğu için de mevcut siyaset “sen değil ben” kavgasının girdabında topluma yabancılaşan bir içerikte yaşanıyor.

Ne var ki, Kıbrıs Türk insanı bu siyasete layık değildir.