Üzerine de ‘ Anası Yunanistan’ın, Kıbrıs’ı ilhak hayali uğruna adada gerçekleştirdiği darbelerle katlettiği, ayni zamanda sebep olduğu savaşta ölen ve kayıp olan Rumların anısına dikilmiştir ‘ yazılmalıdır. Bu iki satırlık gerçeklerin ters yüz edilmesi ve ettirilmesidir Kıbrıs sorununun 62 yıldır sürmesine sebep. Avrupa Parlamentosu’nun taraflı, adaletsiz ve adada yaşanan gerçeklerden tamamen yoksun olarak Parlamento binalarından birinin önüne dikilmesine ve tamamen bilinçli yalana dayalı olarak bunu Türkiye’ye mal eder halde aldığı karar, bundan önce de Kıbrıs konusunda takındığı tutum ve aldığı taraflı hukuk dışı kararların ne ilkidir ne de sonuncusudur, sadece devamıdır.
Sözde Kıbrıs Cumhuriyetini temsil eden Milletvekillerinin tümünün Rumlardan oluştuğu, Türk ortağın haklarının AB tarafından da BM’de olduğu gibi çiğnenmesinin örneklerinden biri olarak Rum AP Milletvekillerinin her yalanına her uydurmasına dayanarak Haçlı zihniyetiyle kasıtlı olarak karar ürettiği yıllar itibarıyla kanıtlanmıştır.
Annan Planı Referandumunda AB’nin ne kadar adaletsizce davrandığı, güvenilmediğinin alem aşikar kanıtlandığı, planı kabul etmeyen tarafa mükafat, kabul eden tarafa da ceza yağdırdığı, verdiği sözlerin arkasında durmadığı, Kıbrıs sorununu yaratan darbeci saldırgan işgalci suçluları koruyup kolladığı, masum ve mağdur tarafa da suçlu muamelesi yaptığı apaçık ortadadır.
Kıbrıs’ta neler olduğunu, sorunu hangi tarafın ne zaman hangi amaçla başlattığını bilmeyen yoktur dünyada. Lakin, çıkarları gereği bu ödlek ülkeler ağalarının iki dudağından çıkacak sözlere kulak verirler, haklı haksız hiç fark etmez. Yahu, Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasını kimler değiştirmek istediler kendi menfaatlerine, 21 Aralık 1963’te hangi taraf diğerine saldırdı, hangi tarafın Vekilleri Meclise aloınmadı, CB Muavini Dr Küçük makamına gidemedi, senin hayatını güvence altına alamam, çek git deyen CB Makarios değil miydi?
Türkler ortak Cumhuriyetten kovulmadı mı, 103 köyden Rum saldırılarından dolayı kaçıp göç yollarına düşmedi mi, yıllarca seyahat edemedi, işine gücüne tarlasına bağına bahçesine gidemedi, yola çıkan Rum barikatlarında alınıp katledilmedi mi, kör kuyulara atılmadı mı, Rumların saldırmadığı Türk bölgesi kaldı mı, ambargolar altında saldırılar devam etti, Türkler sadece savunmada kalmadı mı, zaten saldıracak gücü yoktu, ayrıca bütün yollar tutuldu, uçan kuş kurtulmazdı Rumlardan, şimdi zaman geçti diye hepsini unuttu mu dünya? Bizimkiler unuttu o ayrı mesele.
İkinci darbede Yunan Cuntası-EOKA B birlikte CB SARAYINA CB Makarios’a saldırmadı mı tanklarla toplarla havanlarla yüzlerce ağır silahlı çapulcularla. Ortalığı darmadağın etmediler mi, Makarios’u da öldürdük demediler mi, yerine terörist başı darbeci Nikos Sampson’u atadaık demediler mi, Kıbrıs Cumhuriyetinin yerine ‘ Kıbrıs Helen Cumhuriyetini kurduk ‘ demediler mi ekranlardan bizzat Sampson. Eeeee yani bu kadar da Adaletsizlik, utanmazlık arlanmazlık rezalet olamaz. Rumların yaptıklarını sanki Türkler yapmış gibi bir de yazılı tutulur yıllardır dünyadan izoleli ambargolu. Bu kısaca yazılanlar hep gerçek de, buna rağmen AP’nun yaptıklarına bakın siz, ne kadar tezat, ne kadar yersiz ve Adaletsiz. Yorumunu varın siz yapın.
Da biz hala canımızı yeriz AB ile buluşalım, yukarıdaki gerçeklere rağmen Rumların kendi kendilerine yaptıklarından hem savaşa neden olmalarından bizi sorumlu tutanlarla ne işimiz vardır, bize Rumlar kadar belki de fazla düşmanlık besleyenlerle, Adalet terazileri bozuk olanlarla, en az Rumlar kadar suçlu olanlarla. Rumlar, dere akarken testiyi doldurmanın peşinde, elbette kendine çalışacak, her şeyi mubah sayacak, çok gitmez o karar doğuracak Soykırıma dönüşecek. Bana göre, Rumlar anlaşma istemez, paylaşmak istemez, 1960’taki haklarımızı vermek istemez, tamamen azınlık olarak bile istemezler. Bunun için her şeyi yaparlar, yalana dayalı anıt konusunu hususi attılar ortaya, yeni Cumhurbaşkanımız Sayın Erhürman seçildi ya, kendisini masadan çözümden kaçırmak için, o yüzden çok daha tahrikler yapacaklar.
Ama biz da oturduk kaldık be gardaş. BRT kaç tane TV ve Radyo kanalı vardır. Onlarca defa yazdım. Üniversitelerden, bilirkişilerden ekipler oluşsun, araştırıp bulsunlar, Aralık 1963’ten 20 Temmuz 1974’e kadar olan zamanda, Rumlar nerelere saldırdılar, Türkler nerelere saldırdılar (varsa öyle saldırı), kaç Türk kaç Rum hayatını kaybetti, etraflı şekilde İngilizce Türkçe Rumca program yapılıp her gün dünyaya yayınlansın diye, hiç yalan eksik fazla olmadan. Eee yok be arkadaş kimsenin umurunda olmadı, adamlar yalanları dünyaya pazarlar, biz gerçekleri duyuramadık, çocuklarımıza gençlerimize bile anlatmadık, yazzzıklar olsun bu organizeyi yapmayanların hepsine da. Şimdi sıraya girdiler AP’yi protesto ederler, yakında soykırıma dönüşecek o anıt.
Bir de çok merak ederim, bir yanlışlık olur, bir kaza olur da Güney ile birleşirsek bu zihniyetlerle bu Türk düşmanlarıyla hem güneye çöreklenen Türk karşıtlarının üsleri nasıl edeceğiz aralarında??