Gündem

Esendağlı: Bu ülkeye, gidecek bir yeri olmayan 20 yaşındaki genci sığdıramıyoruz

Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı, Kuzey Kıbrıs’ta doğup büyüyen, ancak atipik ailevi durumları nedeniyle hiçbir ülkenin kimlik ya da vatandaşlığına sahip olamamış 20 yaşındaki genç bir kadının yaşadıklarını kamuoyuyla paylaştı.

Sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yapan Esendağlı, “Yasal olan her şeyin adil olmadığının çarpıcı bir örneğini yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.

Esendağlı, 20 yaşındaki genç kızın polis tarafından tutuklandığını, mahkemeye çıkarıldığını belirterek, “18 yaşından beridir yasalarımıza göre ikamet izinsiz statüde bulunduğu için mahkeme tarafından da tutukluluk kararı veriliyor. Mevcut durumuyla geleceği belirsiz. Zira mahkeme tarafından cezalandırıldıktan sonra normal yasal prosedür tahtında deport edilmesi gerekiyor. Ancak gönderilebileceği bir ülkesi yok. Buna karşın yasalarımıza göre doğup büyüdüğü, vatan bildiği bu ülkede de kalamaz” açıklamasını yaptı.

“Bu insani meseleyi halledin!”

Barolar Birliği Başkanı Esendağlı, açıklamasının devamında ise şunları kaydetti:

“Gencecik bir meslektaşım Beste Dal günlerdir devletin her biriminin kapısını aşındırdı. Ne İçişleri Bakanlığı, ne Başsavcılık, ne TC Elçiliği gitmedik bir yer bırakmadı. Bu kızın mağduriyetini ve çaresizliğini izah edip, çözüm talep etti. Hem de araştırarak bulduğu çok sağlam hukuki gerekçelerle. Ne var ki karşılaştığı şey empati değil; devletin soğuk ve kayıtsız yüzü oldu.

Kimleri kimleri sığdırdığımız bu ülkeye, burada doğmuş, gidecek bir yeri olmayan 20 yaşında bir kızı sığdıramıyoruz. Devletimiz bunu diyor. Çok rica ediyorum… Çok basit bir yasal prosedürle çözülebilecek bu insani meseleyi halledin. Yaptığınızı vicdanlar kabul etmiyor.”

Öte yandan, genç kızın avukatı Beste Dal şu açıklamayı yaptı:

"20 Yaşındaki Bir Gencin Kimlik Mücadelesi…

Müvekkilim F.H. 07 Haziran 2005 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Girne’de dünyaya geldi. Annesi Türkiye Cumhuriyeti, biyolojik babası da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı idi. Ancak F.H. doğduğunda annesi biyolojik babası ile değil bir başka kişi ile nikahlı idi. Dolayısıyla F.H. doğduğunda biyolojik babasının değil, annesinin nikahlı eşinin soyadını aldı. 2024 yılında mahkeme kararı ile biyolojik babasının soyadını alan F.H.’nin babası da 2023 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşı oldu.

F.H. henüz daha 3 yaşındayken annesi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden ayrıldı ve/veya kaçağa düşmesi nedeniyle adaya halen gelemeyecek durumdadır.

Peki ben bugün neden bu açıklamaları yapma gereği duydum?

20 yaşında bir genç kız olan F.H.’nin bu yaşına değin hiçbir ülke vatandaşlığı bulunmamaktadır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde doğup büyüyen ve bugüne değin hiç yurt dışına çıkmayan F.H. mevzuatımıza göre vatansız bir kimsedir.

Ebeveynlerinin yokluğu ile başlayan kayıtsızlık süreci, bürokratik tıkanmalar neticesinde içinden çıkılamaz bir hale gelmiştir.

F.H. 17 Kasım 2025 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde ikamet izinsiz ikamet ettiği gerekçesi ile tutuklanmıştır.

İlgili tarihten bugüne değin avukatı olarak gerçekleştirdiğim tüm bürokratik temaslar yanıtsız kalmış, gittiğimiz her kapı adeta yüzümüze kapanmıştır.

İkamet İzinleri ve Vizeler Tüzüğü’ne göre hiçbir ülke ile vatandaşlık bağı bulunmayan yabancı kişi vatansız sayılır. Yine aynı tüzüğe göre; muhaceret müdürü tarafından vatansız olduğu tespit edilen kişilere ikamet izninden muafiyet belgesi verilir. Bu sayede ülkede yasal statüye sahip olmaları sağlanır.

F.H. reşit olması akabinde defalarca İçişleri Bakanlığı’na gidip gelerek vatandaşlık başvurusu yapmış olmasına rağmen vatandaşlık başvurusunda sonuç alamadığı gibi bugüne değin hiçbir ülke vatandaşı olmaması nedeniyle hakkında “vatansızlık” kararı da verilmemiştir. Bu kararın verilmemesi ve bugüne değin ikamet izninden muafiyet belgesinin verilmemesi, F.H.’nin ülkemizde 854 gündür kaçak olduğu gerekçesi ile tutuklanması ile daha da çıkmaz bir yola girmiştir. Müvekkilim halen daha polis karakolu hücrelerinde tutukludur ve çaresizce siyasilerin bir adım atmasını beklemektedir.

Bu mesele bugüne değin eşi benzeri görülmeyen bir meseledir. Bu topraklarda doğup büyüyen 20 yaşındaki bir gencin halen daha tutuklu olması kamu vicdanını ciddi surette yaralayacak ve derinden etkileyecek türdendir.

Bu yaşına kadar kimliksiz olması nedeniyle okullara kaydını dahi zar zor yaptıran; eğitim ve sağlık dahil başlıca temel haklarından mahrum bırakılan bu gence kim sahip çıkacak?

Tutuklu olduğu sürenin sonunda ihraç edilebileceği bir vatanı olmadığından ihraç edilemeyeceği gibi; ülkemizde serbest kalması halinde aynı suçu işlemeye yani Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde ikamet izinsiz kalmaya devam edecektir. Peki F.H. bu tutukluluğunun sonunda nereye gidecek?

İvedilikle tüm yetkilileri bu soruna bir çözüm arayışına davet eder, kimlik mücadelesi veren bir gencin sesine kulak vermenizi temenni ederim."