Gündem

Gülbahar: 4 şart yerine gelmeden müzakere yapılmamalı

Milli Mücadele Vakfı Başkanı Aziz Gülbahar, Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın Rum tarafı kabul etmesi için öne sürdüğü 4 şarta net bir şekilde evet demeden, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi ilgili kararı ile bunu teyit etmeden asla müzakere masasına oturmamaya çağırdı.

Gülbahar, Hristodulidis’in görüşme sonrası yaptığı açıklamalarda Crans Montana’da kalınan yerden devam etmek istediklerini vurgulamasının Rum tarafının hâlâ; Kıbrıs’taki Türk askeri varlığı ile Türkiye’nin Kıbrıs Türkü’nün can ve mal güvenliğini sağlamasını sıfırlamak istediğini, KKTC’nin varlığını yok sayan, Kıbrıs Türk halkını “azınlık” statüsüne iten, egemen eşitlikten uzak bir çizgide ısrar ettiğini gösterdiğine dikkati çekti.

Aziz Gülbahar açıklamasında şunları kaydetti:

“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Tufan Erhürman ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Hristodulidis arasında gerçekleşen ilk görüşme ve sonrasında yapılan açıklamalar, Milli Mücadele Vakfı olarak tarafımızdan dikkatle değerlendirilmiştir.

Kıbrıs Türk halkının özden gelen egemenlik, kendi kaderini tayin, kendi kendini yönetme ve devlet olma hakları, bugün olduğu gibi dün de bizim için tartışmaya açık değildir.

Türk milletinin, Kıbrıs Türk Halkının yararına olacak her türlü müzakere zemini, bu hakların sorgulanmadığı; aksine saygı duyularak kabul edildiği bir çerçevedir.

Bunun dışına çıkılması kabul edilemez bir hata olur ve karşısında er ya da geç Türk milletini bulur.

Hristodulidis’in görüşme sonrası yaptığı açıklamalarda Crans Montana’da kalınan yerden devam etmek istediklerini vurgulaması, Rum tarafının hâlâ; Kıbrıs’taki Türk askeri varlığı ile Türkiye’nin Kıbrıs Türkü’nün can ve mal güvenliğini sağlamasını sıfırlamak istediğini, KKTC’nin varlığını yok sayan, Kıbrıs Türk halkını “azınlık” statüsüne iten, egemen eşitlikten uzak bir çizgide ısrar ettiğini göstermektedir.

Özetle Rum tarafı çözüm değil, mevcut statükonun Türk tarafı aleyhine dönüştürülmesini hedefleyen bir yaklaşım sergilemeye devam etmektedir.

Bu durumda Sayın Cumhurbaşkanı Erhürman’ın görüşmeye “iyi niyet” temelinde yaklaşmasını olumlu bulmakla birlikte, Vakfımız açısından önemli olan “iyi niyet” değil, devletimizin egemenliği ve statüsü konusunda tam kararlılıktır.

Bu çizginin sulandırılması veya muğlak ifadelerle esnetilmesi, geçmişte yaşanan tüm hayal kırıklıklarının tekrarına yol açacaktır.

Sayın Cumhurbaşkanı Rum tarafının kabul etmesi için öne sürdüğü 4 şarta net bir şekilde evet denilmeden, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ilgili kararı ile bunu teyit etmeden asla müzakere masasına oturmamalıdır.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın 5’nci Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından Cenevre ve New York’ta masaya konulan önerilerin geçerli olduğunu vurgulaması Devlet’te devamlılık ve Devlet ciddiyeti gereği gayet olumludur ve bu tutumda ısrar edilmelidir.

Sayın Erhürman’ın görüşme masasına oturulması için uygun atmosfer olmadığını belirterek ortaya koyduğu 10 maddelik liste Rum niyetlerinin anlaşılması bakımından iyi olmuştur ancak Rumların bunları kullanarak zamana oynamasına, statükoyu sürdürmesine kesinlikle izin verilmemelidir.

Sayın Cumhurbaşkanı Rumlarla görüşmelerini sürdürürken KKTC’nin dünyada hak ettiği yeri alma çabalarını artırmalı, KKTC’nin tanınması ve tanıtılması çabalarını en önde gelen görevi bilmelidir.

Neden bunu vurguluyoruz? Çünkü biz Sayın Cumhurbaşkanı’nın dört maddelik şartlarını hazırlarken yararlandığı Annan Raporu’nda da vurgulandığı üzere, Rum tarafının bizimle Kıbrıs adasının yönetimi ve nimetlerini asla paylaşmak istemediğinden, bundan önceki tüm BM Planları ve girişimlerini bu yüzden çökerttiğinden eminiz.

Dolayısı ile yapılması gereken Rum komşularımızın bu tutumunu bilerek davranmak ve Devletimizin yaşatılmasını, yüceltilmesini, tanınmasını öncelikli hedef olarak görmek, her konuda olduğu gibi bu konuda da Anavatan Türkiye ile yakın çalışma içine girmektir.”