İki Eşit Egemen Devlet, Çözümü Baltalamaz

Bilakis en adil çözümdür. Çekoslovakya gibi tatlı tatlı, kadife gibi, kavgasız gürültüsüz. Yeri gelmişken tekrar edeyim, şaşarım şu Slovak elçilerine 35 yıldır istisnasız her ay çırpınırlar dövünüp dururlar, toplantı da toplantı, illa bizi birleştirecekler. Kaçtır yazarım, bir Allah’ın kulu sormadı kendilerine, ayrıldıklarına pişman mılar Çekya’dan diye, bakalım ne diyecek merak ettim çok.

Federasyon çözüm planında uzlaşı olup önümüze kondu da ret mi ettik? Yarım asırdan fazladır görüşüldü, tartışıldı sonuç sıfır. BM tarafından iki defa Ortega Raporu diğeri Annan Planı iki tarafın da önüne kondu, kabul eden Türk tarafı oldu, Rum tarafı reddetti. Annan Planı için her iki tarafta Referandum bile yapıldı, çözüme bir kelimelik mesafe kalmıştı ‘EVET’. Türkler yüzde 65 evet, Rumlar yüzde 76 hayır dedi. Türkler asi olarak cezalı izoleli ambargolu olarak yine köşeye itildi, ama darbeci saldırgan Kıbrıs sorununu yaratan, alem aşikar suçlu olan Rumlar tekrar dönüp işgal ettikleri ortak Cumhuriyetin!! Başına oturmaya devam etti, üstünden de sanki evet demiş gibi mükafatlandırıldı, Referandumdan bir hafta sonra AB’ne tüm Kıbrıs adına üye alındı. Eeeee bundan daha berbat, daha taraflı, daha rezalet ve daha Adaletsiz bir karar, daha aşikar bir utanmazlık mümkün değildir.

Yunan ile birlikte Cumhuriyetin Türk ortağına yaptıklarını, Cumhuriyete dünyanın gözü önünde yaptıkları darbeleri, Cumhurbaşkanını devirip yerine terörist atamalarını, Cumhuriyeti resmen yıkıp yerine Helen Cumhuriyetini ilan ettiklerini, Makarios’un BMGK’deki itiraf ve ifşaatlarını aktarmaya lüzum görmem, gizli saklı değil. Hal böyle iken, Kıbrıs sorununu aldıkları hukuk dışı 186 sayılı siyasi kararla içinden çıkılmaz hale getiren ve çözümsüzlüğün sürmesine sebep olan malum dış güçlerin sürekli saldırganlara her türlü desteği sağlaması, işgalci Rum tarafının uzlaşmazlığının yegane sebebidir.

4 Mart 1964 BMGK 186 sayılı Hukuk dışı kararı şu demektir. Kıbrıs Cumhuriyetine iki defa darbe yapan ortaklardan biri olan Rumlar tamamen haklıdır, diğer ortak Türkler ise suçludur ve cezalıdır. Rumlar, Kıbrıs’ı Yunanistan’a ilhak ‘ ENOSİS’ etmeye hakkı vardır. Türkler, baskılarla cezalarla pes edene kadar 3 aylık diye alınan karar sürekli uzatılacaktır. Rumlar kesintisiz her açıdan desteklenip korunup kollanacaktır. Karar ENOSİS hedefine ulaşıncaya kadar yürürlükte kalacaktır. Karar, Hak-Hukuk- Adaletin de üstündedir ve hedefi ENOSİS’tir. Çözüm olmayacak ve karar kalacak ABD, Fransa, İngiltere, İsrail, Kıbrıs’ta üsleri var olacak. Ya Türkler, belki de Gazze örneği, sürgün, kimbilir? Bize yıllardır artarak yapılan bu kadar aşikar haksızlıklardan ve Adaletsizliklerden sonra, hakkımızda olası sinsi planın böyle bir şeyin ihtimal dahilinde olduğu şüphesinde haksız mıyız? Gazze’de olanları gördükten sonra şüphe fazla mı yoksa? Tanrı TÜRK Milletini korusun.

Cumhurbaşkanımız Sayın Ersin Tatar, New York toplantısında lütfen sormanızı istirham ettiğim bazı hususlar vardır. Öncelikle 4 Mart 1964’ten beri Türk Halkının neden yargısız infazla suçlu tutulduğu, suçunun ne olduğunu, Rumların neden haklı tutulduğunu, Cumhuriyete iki defa askeri darbe yapmanın siyasi arenada nasıl ve niçin destek bulduğunu, BM çözüm planlarını reddeden tarafa değil de kabul eden tarafa ceza verildiğini, reddedenin ise neden mükafatlandırıldığını, Hukuk dışı siyasi BMGK 186 sayılı kararın 3 aylık olmasına rağmen neden uzatmalarla 737 aya vardırıldığını, bu kararın miadının dolması için neyin beklendiğini, bu maksatlı ve taraflı kararın çözümsüzlüğün başlıca sebebi olduğu halde neden değişikliklere gidilmediğini, Kıbrıs sorununu yaratan tarafın Rum-Yunan olduğu gün gibi aşikar olduğu halde Cumhuriyetin eşit Türk ortağının haklarının ne hakla neye dayanarak ve geçici 3 aylık olduğu halde 737 aydan beri neden işgal edilmesine fırsat ve destek verildiğini, BM Federasyon çözüm planlarını yarım asırdan fazla süredir reddedenler ortada olduğu halde niçin baskılar ve yaptırımlar kabul eden ve tamamen masum taraf olan Türk Halkına reva görülmekte, bu şartlarda baskılar altında pes ettirilip teslim olmaya zorlanan Türk Halkının suçu nedir, zoraki ve haksız ve adil olmayan bir çözümün barışı değil çatışmaların tekrar yaşanmasına sebep olacağı ortadayken hala Federasyonda ısrar etmenin ne gereği olabilir, Federasyonu reddedenlerin zamana oynadıkları ayan beyan ortada dururken, 186 kararının Kıbrıs Türk Halkının iradesini zaman içinde kırıp ENOSİS’e hizmet etmek için neden uzatıldığını, Sayın Guterres’in buna neden ortak olmakta ısrarlı olduğunu da, lütfen sorunuz Sayın Cumhurbaşkanımız.