Galatasaray-Alanyaspor maçı için olay iddia! Eğer doğruysa yer yerinden oynar... Galatasaray-Corendon Alanyaspor karşılaşması 2-2 sonuçlandı. Sarı-kırmızılıların maçın 3'te 2'sini 10 kişi tamamladığı karşılaşmaya hakem kararları damga vurdu. Galatasaray yönetimi maçtan sonra açıklama yaparak ortalığı adeta birbirine kattı. Spor yazarları da gündeme damga vuran bu maçtan sonra flaş ifadeler kullandı. Özellikle Erman Toroğlu'nun iddiaları spor camiasını güne ilginç bir şekilde uyandırdı. Galatasaray-Alanyaspor maçının yankıları devam ediyor. Sarı-kırmızılı yönetim maç sonunda yaptığı açıklamada karşılaşmanın hakemi Ali Palabıyık ve TFF'yi hedef almıştı. Spor yazarları da karşılaşmayla ilgili flaş ifadeler kullandı. TOROĞLU'NDAN FLAŞ İDDİALAR... Türkiye'de bu hakem alemini düzeltemezseniz hiçbir şey yapamazsınız. Çünkü hakem aleminde içeride büyük atışmalar var. Türkiye'de hakem alemi ikiye bölünmüş durumda. Bu sahadaki maçlara da tesir ediyor. Ama maalesef bunların başına gelen federasyonlar bu işi çözemediler; bir tek Hasan Doğan çözdü. Yoksa biz hep böyle yazarız konuşuruz, maçlar oynanır ve maçları hakemler belirlerler. Dün Sacha Boey atıldı. Pozisyonda Muslera da sarı kart gördü; o da atılabilirdi ama atmaya gücü yetmedi Ali Palabıyık'ın. Galatasaraylı oyuncuyu attıktan sonra bu sefer Galatasaray lehine faulleri çalmaya başladı. Devre arasında ne oldu? Yabancı teknik adamın herhalde kulağını büktüler ki sarı kartlı iki oyuncusunu oyundan aldı. Yani düşünebiliyor musunuz? Rakipten korkmuyorsunuz, hakemlerden korkuyorsunuz... Maçı yazsak ne olur, bu maçlar oynansa ne olur! Vallahi kardeşim maalesef Türkiye'deki hakem sistemi ve hakemler bunlar. Bir operasyon yapıldı, yarım bırakıldı. Bu operasyondan sonra Galatasaray Başkanı o hakemlerden birine santrada çiçek verdi. Onun için kimse ağlamasın. Boey değil Ali Palabıyık Galatasaray'ı 10 kişi bıraktığında sarı-kırmızılı takım 9 hücum geliştirmiş, 2 gol bulmuş, iki golü de ofsayta takılmıştı. Alanya için Beşiktaş ve F.Bahçe sınavlarından farklı bir senaryo değildi bu. Farioli'nin obsesyonu Alanya'yı sürekli yakıyor ama İtalyan hoca için kaybedecek fazla bir şey yok erken başlayan kariyerinde. Farioli'nin bir B planı olmayabilir ama Türk hakemlerini iyi tanımış. İki sarı kartlı oyuncusunu devrede oyundan alıp Ali Palabıyık'ın yapabileceği eyyamın önüne geçti. Okan Buruk, hakemden şikâyet etsin, haklıdır ama "10 kişi kalan takımının oyununu da açıklamalı" diyenler de haklı... Galatasaray, Farioli’nin kibirli pas oyununu maçın başından itibaren cezalandırdı. Enerji depolarını ilk yarıdan tüketmek pahasına çok adamla iyi yayılarak ilk metreden itibaren kademeli bir baskı yaptılar. Alanya zaman zaman kendi yarı sahası ortasına uzun oynamak istediğinde de savunmayı öne çıkararak aynı set ve amansız baskıyı yaptı. Her seferinde Alanya’nın yapmak istediği her şeyi kendi lehine silah olarak kullandı. Goller buldu, golleri ofsayta takıldı. Bu oyun Mertens’i en uçta kullanabilme şansı da verdi. Ki bu da asıl çözüm. Alanya’nın savunmaya yayılışı allak bullak oldu. Zaman zaman sağ kanatları bomboş kaldı. Okan Buruk’un doğal olarak hesaba katmadığı kırmızı kart oldu. Böyle enerji harcayan bir takım için kabus gibi bir senaryo. Hakem Ali Palabıyık Galatasaray'ın keyifli oyununu resmen sabote etti. Şov yapan, rakip kalede kamp kuran, İcardi ve Mertens'le iki harika gole imza atan Galatasaray, Boey'in haksız kırmızı kart görmesinden sonra ritmini kaybetti. Ama oyuncuların kazanma inancı, mücadele gücü ön plana çıkınca 10 kişilik Galatasaray, Mertens'in şımarıklığı yüzünden iki tane net golü harcadı. Mertens ilkinde kendisine golü attıran İcardi'ye ayağındaki "Topu al golü sen at" diye pas yapmadı, egoistçe vurdu, pozisyonu harcadı. İkincisinde birçok arkadaşı boştayken köşeye gelişi güzel plase yaptı. Palabıyık'ın hedefi tribünleri tahrik etmekti. Hatta ilk yarı bitiminde soyunma odasına geç girerek taraftarları çıldırttı ve resmen sahaya yabancı madde atılması için provokasyona yönelik davranış biçimi sergiledi. Ali Palabıyık, operasyonunu mükemmel yaptı. Kırmızı kartla Abdülkerim'i de oyundan attı. Galatasaraylı yönetici Erden Timür, sabaha kadar tekrar tekrar konuşsa bu hakemler yola gelmez. Çünkü bu sezon şampiyonluk yarışı içinde Galatasaray'ın olmasını istemiyorlar. Kadir Sağlam ile başlayan operasyon her hafta üzerine koyarak devam ediyor. Rize maçından sonra uzun süre maç yönetemeyen Ali Palabıyık, Galatasaray'a operasyon yaparak intikamını aldı. İlk 30 dakikadaki bariz Galatasaray üstünlüğünün ilk nedeni atletizm coşkusu. Galatasaray için Alanya’ya karşı savunma yapmak da hücum etmek de son derece kolay göründü devre boyunca. Çünkü rakipleri ülkede sık ve kolay eleştirilen bir tarzda, ‘Geriden oyun kurma’ halindeydi. Galatasaray önde baskıyla kazanıp, kazandıklarıyla goller bulup, pozisyonlar ürettikçe Alanya’nın ana fikri yanlış göründü! Oysa Alanya teoriyi pratiğe geçirecek olgunluk ve gelişim seviyesinde değildi, o kadar. Bir şey denemezsen nasıl yaparsın? Alanya’nın sorunu diğer pratik çözümlerden uzak oluşu. Yine de kendi tarzlarında oynamaya ısrar ettikçe ortaya izlenmeye değer bir maç da çıkmış oldu. Bu arada tüm maç boyu topla daha çok oynayan onlardı. Dünkü müsabakayı iki ayrı devre olarak iki farklı pencerede ele almamız gerek: Maçın ilk devresinde belki de sezonun en iyi Galatasaray’ını seyrettik. Geçtiğimiz hafta Kayserispor’a karşı yılın en kötü futbolunu ortaya koyan, Kemen-Mensah’a orta sahayı tamamen kaybeden bir Galatasaray izledikten sonra son 4 günde sarı kırmızılılar bir reaksiyon verdiler: Önce çok zayıf bir rakip de olsa Kastamonu karşısında Gomis önderliğinde ciddiyetten hiç taviz vermediler. Galatasaray’ın 10 kişi kalmasına rağmen ikinci devredeki eksilmeyen iştahı olumlu. İkinci 45’te İcardi ve Kerem dahil herkes yüksek konsantrasyon ve arzuyla cansiperane bir savunma yaptı. Ancak sezon başında Beşiktaş’ın Alanya karşısında yaşadıklarına benzer şeyler yaşadı Galatasaray. Farioli her yaptığı oyuncu değişikliğiyle takımını geliştirirken, Galatasaray hemen her değişiklikte geriye gitti. Özellikle 70’te Rashica çıkıp Emin stopere, Abdülkerim sol beke, Berkan merkeze geçtikten sonra anahtarı Farioli’ye teslim etti Okan Hoca.