Hükümetlerin en sevdiği şey af çıkarmaktır.   Her defasında “bu kez son” derler ama o son hiç gelmez, afların arkası kesilmez.    Af dediğiniz şey aslında yükümlülüğünü yerine getirmeyeni, yasaları ihlal edeni, bir anlamda suç işleyeni affetmektir.    Maalesef hükümetler yükümlülüğünü yerine getireni cezalandırırcasına aflar çıkarıyor.    İşte yine bir muhaceret affı getiriliyor. Hatta bundan önce “çalışma hayatıyla” ilgili bir af üzerinde çalışıyorlarmış ama parçalanmış aileler ve zor durumda kalan üniversite öğrencilerinden talepler gelince muhaceret affı yapmışlar…     Pek ama bu afların bir sonu gelmeyecek mi? Bu kaçıncı af böyle?     Hemen her yıl mutlaka birkaç konuda af çıkarılıyor…    Muhaceret affı, vergi affı, çalışma affı, sosyal sigorta affı, ihtiyat sandığı affı, faiz yasası affı, elektrik borcu affı, seyrüsefer borcu affı, üniversite öğrencilerine af…     Bitmek bilmez bir af furyası…     Ülkeyi yönetenlerin aklında hep af var, çünkü afla şirin görünmek, puan toplamak istiyorlar.     Hükümettekilerin aklında mutlaka af vardır…     Bir ülkede bu kadar af varsa, aslında orada devlet otoritesi yok demektir.     Affı gerektirecek şartlar ortaya çıkıyorsa, bunun sorumlusu hükümettir.     Denetleyemeyen, yasaları uygulayamayan yöneticiler, bir süre sonra affa sarılıyor.     Aflar aslında bir şeyleri düzeltmiyor, tam tersine ülkedeki düzeni, işleyişi daha çok bozuyor.     Aflar hem bu ülke halkını hem de da buraya gelen, turist, işçi, öğrenci olmak üzere çok sayıda yabancı insanı yükümlülüklerini yerine getirmemeye alıştırıyor.     Kimi zaman işletmeler, kimi zaman vatandaşlar, kimi zamansa yabancılar için “Nasıl olsa af çıkar, o zaman hallederim” anlayışını hâkim kılıyor.     Aflar disiplinsizliğe, yasaların ihlal edilmesine yol açıyor.    

Af düzenlemeleri, yükümlülüklerini bir tamam yerine getirenleri aptal yerine koymaktadır, aslında onları cezalandırmaktır.    Her türlü özveriyi gösterip, şartları zorlayıp yükümlülüğünü yerine getiren, gerekirse bunun için borçlanan insanlar ya da kurumlar vardır.      Şimdi yasalara uyan, yükümlülüğünü yerine getiren kurum ve kişilerle yükümlülüğünü yerine getirmeyip affı bekleyenleri bir kefeye mi koyacağız?      Yükümlülüğünü yerine getirmeyenler afla ödüllendirilirken, yasalara uyan vatandaşların ödülü ne olacak acaba? Onlar ödülü hak etmiyor mu yani?     

Aflar, aslında düzgün kişi ve kurumların özverisini çöpe atmak demektir…     

Af düzenlemeleri, yükümlülüklerini yerine getirenler için haksızlıktır, adaletsizliktir…      Kabul ediyorum, mutlaka aflardan, çok zor durumlara düşüp de faydalanacak olan insanlar ya da kurumlar vardır ama bu işin sonu yoktur.   

Aflar bu ülkeye genel olarak yarar yerine zarar getirmektedir ve buna bir son verilmelidir.   Ülkeyi yöneten siyasiler, aflarla yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere şirin görünmeyi seviyor, müjde vermeye bayılıyor, ayrıca bu aflarla para topladığını ve ülkeye fayda getirdiğini de iddia ediyor ama aslında bu bir kandırmacadır.   

Aflar aslında ülkeyi yönetenlerin ne kadar aciz olduğunu göstermektedir.    Peki neden binlerce insan kayıt dışıdır, neden bu kadar insan yasağa düşüyor, neden bunlar kontrol edilemiyor?     Devlet görevini neden yapamıyor da kayıt dışılığın alışkanlık haline gelmesine, suç işlemenin normalleşmesine yol açıyor?      

Marifet, af düzenlemesi yapmak değil, affa gerek kalmayacak bir düzen yaratmaktır.      Parçalanan aileleri birleştirmek istiyorlarmış… Kaç aile var mesela bu şekilde? Bunların yakınları neden yasağa düştü, neden bu ülkeden gitti de dönemedi? Birileri mi onları yasağa düşürdü, öyleyse onları cezalandırmak gerekmez mi?    

Birkaç aileyi öne sürüp çok sayıda yasaklı kişiyi affetmek, zaten suç cenneti haline gelen bu ülkenin bu halini özendirmiş olmaz mısınız?    

Yasağa düşmüş bazı öğrenciler için de yapılmış af… Peki bu öğrenciler neden yasağa düştü, neden üniversiteye devam etmediler? Üniversiteye devam etmeyip de ne yaptılar bu ülkede? Yeniden aynı şeyi yapmayacaklarını kim garanti edebilir? Ne zaman son bulacak bu iş?     İktidardaki siyasiler görevini tam yapamayıp, af müjdesi vermeye hazır oldukça ve bunu çok sayıda insan hissettikçe, kayıt dışılık da sürer, yasalar da ihlal edilir, devlete yapılması gereken birçok ödeme de yapılmaz…     

Denetleyemiyorsun, tedbir alamıyorsun, yasaların uygulanmasını sağlayamıyorsun, bu acizliğinin üzerine bir de af çıkarıyorsun.      Böyle bir zihniyetle bu kısırdöngüden kurtulmak mümkün değildir maalesef… Bakalım sırada hangi af var?
 

Editör: Pınar Gözek