Toplumun Gündemi ve Aday Söylemlerinin Kısa Analizi

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin iki iddialı adayı salı akşamı aynı saatlerde vizyonlarını toplumla paylaştı.

Hem Tatar hem Erhürman paylaşımlarını görsel şovu da içeren, çekirdek destekçilerini toplayıp miting nitelikli organizasyonla gerçekleştirdi.

Adayların ikisinin de içerikten bağımsız olarak organizasyonları başarılıydı.

Bu yazıda iki adayın kampanya stratejisi ve söylemlerinin kısa analizi yapılacaktır.

Önce, mevcut cumhurbaşkanı Tatar'ın stratejisi ve söylemi analiz edilecektir.

Tatar’ın seçim stratejisini Kıbrıs sorunu odağında kurduğu anlaşılmaktadır.

“Atak Diplomasi Vizyonu” adını verdiği stratejisinin özü kadim Kıbrıs sorununu iki egemen devlet temelinde çözme vaadidir.

50 yıla yakındır denenen çözüm modeli olan federal çözüm modelinden vazgeçildiğini zaten beş yıldır sürekli vurgulayan Tatar, yeni paradigmanın neden gerekli olduğunu anlatabildiği, iki devletli çözüm modelini somutlayıp gerçekleşme ihtimalini gösterebildiği oranda başarı elde edebilecektir.

Seçimin diğer iddialı adayı Erhürman ise, “Bizim sözümüz Tufan Erhürman” sloganı etrafında örülen, “Biz varız deme zamanıdır” vurgusuna dayalı bir strateji benimsemiştir.

Bu stratejisinin özü “biz” sözcüğü ve onun temsil ettiği iradedir.

Başka bir anlatımla kimlik ve irade sentezine dayalı, toplumsal kimliğe hitap eden bir strateji söz konusudur.

Dikkat edilirse, Erhürman’ın, CTP’nin temsil ettiği federasyon modelini Kıbrıs sorununun çözüm modeli olarak topluma doğrudan sunmamaya, konuya dolaylı olarak değinmeye çalıştığı söylenebilir.

Bu tutumun, CTP’nin çekirdek seçmeninde hoşnutsuzluk yaratsa da, seçmen tabanını genişletmek için gerekli olduğu da şüphesizdir.

Erhürman’ın konuşması dikkatle incelenirse, stratejisinin ikinci ekseninin de iç politikada yaşanan olumsuzlukları, toplum gündeminde ağırlıkla yer tutan sorunları vurgulamak olduğu görülebilir.

Başta pahalılık, kötü yönetim ve kimi sosyal sorunları Tatar’a atıfla gündeme taşıyan Erhürman bunlarla Tatar’ı özdeşleştirme stratejisi izliyor.

Aslında, doğrudur, Kıbrıs sorunu toplumumuzun 61 yıllık kronik sorunudur ve toplum bu sorundan kurtulmak istemektedir.

Ama, seçmen kümelenmesinde, hele de 70’li yıllardaki gibi homojen olmayıp heterojenleşen toplumun gündeminde Kıbrıs sorunu şu an çözülmesi öncelikli bir sorun niteliğinde değildir.

Dolayısıyla, adaylar stratejilerini ve söylemlerini bu temel gerçeğe göre şekillendirip vurgularlarsa şanslarını artırabilirler.