Turpun Çıkısı Asıl O Zamandır

Hangi zamandır derseniz, olası bir çözümde gerek Federasyon ve gerekse iki devletli çözümde, çözüm olabilmesi için Rumların tüm istekleri yerine gelmese de mutlak surette toprak tavizi Rumlar lehine olacaktır. Şöyle ki, geçmişte Türk tarafına kalacak toprak yüzde 29 + üzerinde duruluyordu, bir eksik bir fazla değil konu. İkinci Cumhurbaşkanı Sayın Talat’ın görüşmeci olduğu zamanda kendilerinin önerip Rum tarafının kabul ettiği bir önemli husus vardı. Neydi o derseniz şuydu. Toprak tavizinin olacağı Antlaşmada yer değiştirecek olan Türklerin tahliyesini sözde Barış Gücü üstlenecekti. Sayın Talat, Türklerin Barış Gücüne güveni ve sevgi saygısı olmadığı için kapıya dayandıklarında mutlak surette büyük kavgalar hatta ölümlere kadar olayların olacağını öngörmüştü ve şu teklifi görüşme masasına getirmişti. Bunu kendi teklifi diye açıklamıştı, aynen Çapraz Oyun kullanılmasında da.

Teklif şöyle idi. Türklerin yer değiştirmesinde baştan sona kadar bu görevi Türk Askerleri yürütsün. O yüzden Türk Ordusu Kıbrıs’tan ayrılırken bu husus için bir miktar Asker kalsındı. Yer değiştirmeler bitince onlar da adadan ayrılsındı. Türk Askerlerini, Kıbrıslı Türkler sever sayar o yüzden karşı koyup kavga etme durumu olmadığından konu asayiş içinde sonuçlanacaktı. Rumlar, bu teklifi anında kabul ettiler ve kabul edilen 16 maddelik mutabakat içinde sanırım bu husus 7. Madde olarak yerini aldı. Halen Rumların heybesinde beklemede.

Şimdi, Garantör Anavatan Türkiye’nin Kıbrıs’tan çekilmesi başlı başına bu haklı Davanın kaybedilmesiyle eş anlam taşır. Hele şimdilerde emperyal yabancı güçlerin ABD, Fransa, İsrail, İngiltere (O zaten burda gadimici ), ayrıca AB ülkelerinin de ortaklıkları, Mısır, Hindistan vs gibi ülkelerin de ayrıcalıklarını hesaba katarsak, Türkiye’nin adadan çekilmesi hüsrandır. Bu hususu düşünmek bile istemem. Rum tarafının kaldığı yerden yeniden görüşmeler başlasın diye ısrar etmesi bu yüzdendir, bunun gibi çooook önemli çooook tavizler verdik o ayrı mesele de, kaçtır sorarım, biz ne aldık bunların karşılığında, cevap veren yok , zira aldığımız bir şey yoktur. Hep verdik, verdikçe de verdik, sanki suçlu biz mişiz gibi.

Bunları bir kenara koyup yer değiştirmelere gelelim, turpun çıkışına yani. Yüzde 29 toprak, Federasyon, 4 özgürlük, 4 tane TEK TEK’lere, bunları da geçtik. Yer değiştirecek olanlar kimler, ekseriyeti Kıbrıs kökenli Türkler, Türkiye kökenli var yabancı kökenliler Afrika’dan, Orta Doğudan, Uzak Doğu’dan Rusya’dan, İran’dan vs. Eeee gelelim sadede, biz yerliler olarak dördüncü göçü yaşarken ve kimbilir nerelere hangi tepe altına çadıra, prefabrike sıtır olacakken, yerlerinde kalacak yabancıları nasıl hazmedeceğiz onu düşünürüm. İçimize da yüz bin Rum gelecekse nasıl olacak, kimler mağdur edilecek? Ülkemize, her türlü kriminal olayı, uyuşturucu belasını, kaçakçılığı, vurgunu soygunu, saldırganı, hırsızlığı, anarşik ortamı, kavgaları, sokağa çıkmaya korkutanları, huzursuzluk yaratanların hiç etkilenmeden ayni şekilde kalmalarını kim içine sindirecek? Zaten içimizde ikiye bölündük, Turpun çıkışı o zamandır işte. Bir birimize düşeceğiz, kavgalarımız ileridedir yazın oracığa.

Unutmayın, dış ülkelerde yüzbinleri bulan insanımız vardır, onlar kardeşlerimiz yakınlarımız, arkadaşlarımız, onların da gelmesi halinde nasıl olacak vaziyet acaba?? Yaşanmaz hale soktunuz ülkemizi velhasıl. Güney komşumuzun kuyumuzu kazması da ayrı mesele. Ey hükümet edenler ve etmiş olanlar, hesapsız kitapsız ülkeyi yönettiniz ama hiç düşünmediniz sonunu, bitirdiniz ülkeyi istikrar istikrar deye deye yaşanmaz hale getirdiniz. Aha uyuşturucu küçük çocuklara kadar sirayet etti, kimi yoklasanız bilmem neresinden uyuşturucu çıkar.

Şöyle ya da böyle, veya bu günkü durum siddin sene devam edecek diyelim. Biz bunun için mi mücadele ettik, yurdumda yabancı olayım diye, sesimi çıkarmaktan korkayım diye, trafikte araba kullanmaktan korkayım diye, bir yerden bir yere gitmek için düşüneyim güzergahı, yabancılar gelsin ülkede at oynatsın, türlü kirli ve meçhul işlerle uğraşsın, biz de onlara yer açalım diye??????????????? Bize açıklayınız, aylarca yıllarca ülkemizde kaçak olarak yaşayanlara nasıl göz yumdunuz, da şimdi ateş bacayı sardı diye yoğun tepkiler geldi diye güya harekete geçtiniz? Pısırık yönetimlerden ve ihmallerden ve de beceriksizlikten ne yeterince Adalet mekanizması çalışır, ne Eğitim sistemi, ne trafik, ne kamu düzeni, ne Meclis düzenli çalışır. Sevgi saygı, güven, hoşgörü, itibar yerlerde sürünür, insanlarımız eski insanlarımız olmaktan çıktı, tanınmaz oldu, ne birlik beraberlik kaldı ne dayanışma yardımlaşma. Ben gidişatı hiç iyi görmem, kim ne derse desin. Yazıklar olsun, hem düştüğümüz duruma. Mücadeleyi böyle olsun diye vermedik.