Ülkemizde son zamanlarda yine yabancılardan şikayetler arttı.    Kuzey Kıbrıs’a üniversite eğitimi almak veya çalışmak için gelen hatta turist amaçlı burada bulunan yabancılardan bazılarının yarattığı huzursuzluk, karıştıkları kriminal olaylar, vatandaşların tepkisini çekiyor.    

Bu tür olayların artması, her gün bunlara yenilerinin eklenmesi, cezaevindeki hükümlü ve tutukluların büyük çoğunluğunu yabancıların oluşturması tepki yanında ciddi endişeye de neden oluyor.    

Maruz kaldıkları veya tanık oldukları olaylar nedeniyle birçok vatandaşımız öfke dolu ve bazen istem dışı da olsa ırkçı ifadeler ve davranışlar sergiliyor.        Tabii ki ülkedeki tüm yabancılar sorun yaratıyor değil, hiçbir olaya karışmamış, son derece düzgün bir şekilde eğitimini alan veya buralarda çalışan çok sayında yabancı var.      Ancak gelin görün ki canı yanan birçok insanımız genelleme yapıyor, tüm yabancıları aynı kefeye koyuyor.      Evet ortada yabancıların sebep olduğu ciddi sorunlar vardır ama genelleme yapmak ve tüm yabancıları aynı kefeye koymak doğru değildir.    

  İlk gördüğü yabancıya öfkesini yönelten insanlarımız vardır, o kişilerin hiçbir suçu olmamasına rağmen.      Evet birçok ülkede yabancılardan şikayetler vardır, yabancı düşmanlığı birçok ülkenin ortak sorunudur. Bu nedenle devletler bazı tedbirler almaktadır.     Halbuki biz çok küçük bir ülkeyiz ve çok rahat tedbir alabilmemiz lazım.     Ancak yapamıyoruz, denetleyemiyoruz, tedbir alamıyoruz.    

Devletimiz birçok konuda olduğu gibi ülkeye giriş çıkışlarla ilgili de başarısızdır.     Ülkeye girişlerle ilgili defalarca tedbir alınacağı, proje falan hazırlandığı söylenmiştir ama bunlar bir türlü hayata geçmemiştir.     Ne gireni denetleyebiliyoruz ne çıkanı…   

  Ülkemize gelen yabancılar, buralarda bir otorite boşluğu olduğunu, devlet otoritesi bulunmadığını hemen anlıyor ve kimileri kendi ülkelerinde bile yapamayacakları akıl almaz işler yapıyor bu ülkede.     Her türlü suça karışabiliyorlar, alkol veya uyuşturucu alarak sokaklarda huzur bozabiliyorlar.     “Nasıl olsa bu ülkede bir şey olmaz” rahatlığı, bu ülkeye gelen yabancılarda da var.      Yabancılar ister öğrenci olsun ister işçi isterse de turist; bu ülkeye geldiklerinde burasının kanunlarına uymak zorunda olduğu gerçeğini bilmesi gerekir.      Yabancılar, burasının düzenine uymak zorunda olduğunu kavramalıdır ama tam tersi oluyor, kendi düzenlerini bu ülke insanına dayatıyorlar.        Bu kez de birçok bölgede huzursuzluk başlıyor…     

Polisin ve mahkemelerin mesaisinin büyük bir bölümü yabancılarla ilgili.      Bu ülkede, üniversite öğrencilerine de işçilere de turiste de ihtiyaç vardır.      Ancak bu kişilerden birçoğunun bu şekilde sürekli suç işlemesi, bir şeylerin ters gittiğini gösteriyor.      Ülkeye turist olarak gelen bir grup gencin bir kadına toplu tecavüz etmeleri de buraya gelen yabancıların bu ülkeye bakışında ciddi sorunlar olduğunu gösteriyor.      Hükümetimiz henüz ülkeye giriş çıkışları halledemiyor, memleketin “sorma gir hanı” olmasını engelleyemiyor, ülke kaçağa düşmüş inan dolu ama bu kişiler ancak suç işlediği zaman bulunabiliyor.       

Öğrenciler, işçiler ve turistler bu ülkeye lazım olduğuna ve gelmeye devam edeceğine göre, tedbirler alınmalıdır ve devlet otoritesi hissettirilmelidir.       Devlet görevini tam yapamadığı için insanımız tüm yabancılara tepki göstermekte, ırkçı tavırlar sergilenmekte, yabancı düşmanlığı yükselmektedir.       

Bir avuç ülkede birtakım tedbirler almak o kadar zor değildir ama niyet ve irade olmalıdır. Birçok konuda olduğu gibi, yabancılar konusunda da hükümet sınıfta kaldı. Umarım bu kadar yaşanan sıkıntıyı görürler de çözülecek

 

Editör: Pınar Gözek