Kanal T Genel Yayın Yönetmeni Rasıh Reşat ve Kanal T Yazarı Salih Egemen “Hafta Ortası” programında dün öğretmen sendikalarının başlattığı eylem ve YDP’nin bugünkü eylemlerini değerlendirdi.

Egemen ve Reşat hükümetin başörtüsü tüzüğü ile ilgili hükümetin aldığı kararlara dair de değerlendirmeler de bulundu.

Sendikaların eyleminin sendikal düzeyden çıktığını ve toplumun tüm kesiminden insanların eyleme katıldığına dikkat çeken Reşat, “Eylemin kozmopolit bir yapısı vardı. Zümresel değil toplumsal bir eylemdi. Her kesim ve her yaştan simaları gördük, geniş bir yelpazeye yayılan bir katılımcı kitlesi vardı.  Konu yalnızca başörtüsü değil de hükümete karşı yapılan bir kıvılcım eylemi gibiydi.  Başörtüsüne karşı biri değilim, hayatının büyük bir bölümünü Avrupa’da geçiren biri olarak devlet memurlarının dahi üniformalarını dini kıyafetlerine göre ayarladığını görmekteyim fakat bu yetişkinlerde olan bir şey. Küçük çocuklarda farklı bir sistem uygulanıyor. Belli ki hükümetimiz araştırmış ve süslü lafları dayanak belleyerek Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne dayanarak bu kararı verdi. 4 buçuk saatlik meclis grup toplatışına da katılmayan hatırı sayılı miktarda UBP’li vekil olduğunu da görüyoruz. Bu iş UBP’yi de böldü” dedi.

Egemen ise, “Algı sanki hükümete karşı yapılan büyük bir eylem gibiydi.  Kitle eylemlerinin başladıktan sonra nereye evirileceği uzmanlık ister. Bu konuda önemli dinamikler vardır ve dünkü eylemde bunu gördük. Başbakan başka bakan farklı bir şey söylüyor. Hükümetin kendi içinde tutarlı bir politika belirleyemediğini bu eylemde bunu gösteriyor.  UBP içinde bir muhalefet olduğunu da biliyoruz. O muhalefet de bu konuyu dile getirdi. İşin özünde Kıbrıs Türkü’nün 1920’lerden itibaren dine bir bakış açısı var. Kıbrıs Türkü dini mücadelede bugün söylenilen o tartışmalarda aslına İngiliz Yönetimine karşı mücadele ederken o laiklik için mücadele ettiler.  İngiliz bize uzun yıllar siz Türk değilsiniz, Müslümansınız kimliği vermeye çalıştı. Ona karşı bir mücadelede gelişmiş bir Kemalizm damarı vardır. Aslında bu damara basıldığını gördük. Bu eylem onu gösteriyor. Partiden bağımsız, siyasetle bile ilgilenmeyen insanların eylemde olduğunu gördük. Burada gözlemlediğim, Kıbrıs’taki siyaset patronaj sistemi üzerinde, çıkara dayalı bir şekilde 50 yıldır sürüyor” değerlendirmelerinde bulundu.

TÜZÜK KARARI İLE MİLLİ EĞİTİM YETKİSİNİ OKUL İDARELERİNE DEVRETTİ

Tüzükle ilgili hükümetin başörtüsünü liselerde serbest ortaokullarda ise kararın okul yönetimine bırakılmasını eleştiren Reşat, “Yangını söndürmek yerine her yerde yangın çıkmasına neden olacak bir hareket yaptı. Ortaokullarda yaşanan tatsız hadiseleri tüm KKTC okullarına yaymış oldu. Eğitim Bakanlığı olarak yetkilerimi okul idarelerine, öğretmenlere bırakıyorum demiş oldu. Kendi yetkisini devretti. Halbuki serbesttir ya da yasaktır demiş olsa bir otorite görmüş olurduk. Hükümet bedel ödemeyi göze alamıyor” şeklinde konuştu.

Egemen ise hükümetin bu kararı ile sorunun çözülmediğini şu sözlerle işaret etti, “Bu sorunu çözmediler sorunu daha büyük bir potansiyel haline taşıdılar. Okul idaresinin ermiş olduğu kararlara göre biz uygulamıyoruz dediğin de ne olacak? Hükümet aslında sorunu çözmedi. Hükümet bunu politik bir taktik olarak uyguluyor. Bu konuyu çözmedikleri için de fay hatlarında enerji birikimine neden olacak bir konudur.”