Esnaf ve Zanaatkârlar Odası (KTEZO), son günlerde yaşanan yağışlar, soruşturmalar ve tutuklamalarla birlikte ülkede süregelen plansızlık, öngörüsüzlük ve toplumsal çürümenin bir kez daha gözler önüne serildiğini vurguladı.

Esnaf ve Zanaatkârlar Odası tarafından yapılan yazılı açıklamada, yağmurla birlikte bir kez daha hangi gerçeklerle yüz yüze kalındığının ortaya çıktığı belirtilerek, “Ne hükümetin, ne meclisin varlığının ne de olumsuzlukları ifade etmenin anlamı kalmadı” denildi.

Açıklamada, plan, fiziki plan, orta vadeli plan, hedef koyma, program yapma ve yapılacak işleri takvimlendirmenin de bir işe yaramadığı ifade edilerek, “2018’de olduğu gibi bugüne kadar yaşadığımız tüm afetlerden ve felaketlerden kaçımızın ders aldığı da muamma” ifadeleri kullanıldı.

Son günlerde yaşanan soruşturmalar, tutuklamalar ve yağmurla birlikte karşı karşıya kalınan olumsuzluklara işaret edilen açıklamada, tüm bu olup bitenlere seyirci kalınmasının, duyarsızlığın, dünden bugüne yapılmayanların ve öngörüsüzlüğün sonuçları yaşanıyor olabileceği vurgulandı.

Yaşananların, bireyinden kurumlarına ve kuruluşlarına az veya çok yansıyan toplumsal çürümenin ve yozlaşmanın sonuçları olduğu kaydedilen açıklamada, “Her geçen gün büyüyen ve artan olumsuzlukların üzerine kim yürüyecek? Kim irade koyacak?” soruları yöneltildi.

Su açlığının yaşandığı ülkede, ihmalden, sevgisizlikten ve gailesizlikten dolayı su tutmayan baraj ve göletlerin umursanmadığı, dere yataklarının temizliğinin ve ağaçlandırmanın akla getirilmediği belirtilen açıklamada, doğanın, çevrenin ve insanın plansız bir şekilde göz ardı edildiği ifade edildi.

Açıklamada, “Doğayı korumak gündemimiz olmadı. Şu an doğa aslında intikamını almıyor, bizim yarattıklarımızın yansımasını yaşıyoruz. Birkaç yıl memleketin üretiminin ve ağaçlandırmanın ihtiyacını karşılayacak suyu da denize havale ettik” denildi.

Bütün bunları çözecek başkalarının olup olmadığı sorulan açıklamada, “Neyin bekleyişi içindeyiz?” ifadeleri yer aldı.

Hükümetleri değiştirmenin kolay olduğu, bugünlerde olduğu gibi müdürlerin ve müsteşarların da değiştirilebildiği belirtilen açıklamada, son zamanlarda bu değişimlerin ortalama iki yılda bir gerçekleştiği ancak “cek-caklı hamasetin dışında yürürlüğe giren bir şeyin olmadığı” ifade edildi.

Açıklamanın sonunda ise şu ifadelere yer verildi:

“Demek ki sorun bizlerin nasıl değişeceği, kimin ne kadar işini yaptığı, hayata ne kadar güzellik kattığıdır. Kendimize layık olarak görmek istediklerimizi toplum içinde talep etmeye başlamadıkça, yaptığımız her şey kendimizle sınırlı kalmaya devam edecek. Yozlaşma ve çürüme devam edecek.”