Cumhurbaşkanı Ersin Tatar New York’ta gerçekleştirilen 5+1 zirvenin ardından 20:45 sıralarında yurda döndü. Basın toplantısı ile New York toplantılarının detaylarını aktaran Tatar Mart ayında gerçekleştirilen toplantıdaki 6 maddeye ek 4 farklı konuda başlık açılmasında mutabakata varıldığını ancak Kapılar ve Solar Enerji konusunda uzlaşıya varılamadığını bildirdi.

“16 -17 Temmuz tarihlerinde New York’ta Genel Sekreterin daveti üzerine genişletilmiş zirve toplantısına katılarak ülkeye dönebilmenin mutluluğu içesindeyim. Mart ayında yine benzer bir toplantıda alınan karar doğrultusunda iki devletin iş birliği ile Kıbrıs ortak zemin oluşana, resmi müzakerelere geçilene kadar çeşitli konularda işbirliği yapılması, iki taraf arasındaki ilişkileri iyileştirmek iki halkın bu coğrafyada yan yana yaşayabilmesi çeşitli konular gündeme getirmemiz gerekir.” dedi.

“KAPILAR VE SOLAR ENERJİ KONUSUNDA UZLAŞI SAĞLANAMADI”

Gençlik Komitesi kurulması, çevre ve iklim değişikliği gibi bir takım konularda farklı çalışmalar yapılması üzerine istişare gerçekleştirdiklerini kaydeden Tatar, iki başlıkta istediğimiz ilerlemeyi kaydedemedik. Ara bölgede solar enerji yatırımı ve üretilen enerjinin paylaşımı konusunda Rum tarafı üretilen enerjiyi sistemine alacak ve payımızı bize vermeyi teklif etti ancak biz payımızın direkt aktarılması gerektiğini belirttik” dedi.

“Genel Sekreterin de üzerinde duruğu ve aşama kaydetmek istediği mesele kapılar meselesidir” ifadelerine yer veren Tatar, “Haspolat ve Akınılar kapısının açılması için önerilerimizi sunduk ve sunmaya da devam ediyoruz. Rum tarafının Kiracıköy’den Lefkoşa’nın Güneyine geçmeleri için koridor şeklinde geçiş gündemdeydi mutlak suretle kapı olması gerektiğini gündeme getirdiğimizde tartışma konusu oldu.

İş istediğimi gibi gelişemedi. Türkiye ve askeri makamla istişaremizde Kiracıköy’deki yoldan diğer tarafa geçmesinde Rum tarafın ara bölge ısrarına izin veremezdik. Güney’in askeri bölgeden geçmesi bölgede bir takım farklı endişeler yaratır. 4 kapının açılması ve ticari ilişikler diğer konularda Genel Sekreterin samimiyetine rağmen Rum tarafı bu konuda tek bir iyi niyet adımı atmadı. Holgouin bu konuda aracılık yapmaya devam edecektir. Türk tarafı olarak biz Haspolat, Akıncılar kapılarının açılması ile rahatlama olacağına inanıyoruz. Bizim amacımız hem Kıbrıs türkünün geçişlerini rahatlatmak hem de Kıbrıslı Rumların geçişlerini rahatlatmaktır. 2024 yılında 8 buçuk milyon muhaceret işlemi vardır. Turistleri düştüğümüzde 8 milyon rakamı Kıbrıslı Türk ve Rumlara aittir. Bu sıkışıklıktan Rumlarda elbette rahatsız olmaya devam edeceklerdir. Ancak Kapılar konusunda Rum tarafı uzlaşmaz bir tavır içindedir. Geçişlerdeki bu sıkışıklığın sorumlusu da Rum lider Hristodulidis’tir” dedi.

“ORADA ESAS NESNE BİZDİK”

New York görüşmelerine dair yapılan eleştirilere de yanıt veren Tatar, “BM Genel Sekreteri bizleri davet etti ve bu toplantıya gidildi. TC Dışişleri Bakanı, Yunanistan Genel Sekreter ve ekipleri meseleyi ciddiye aldığı için oradaydık İki devletin iş birliğine yönelik bir takım faaliyetleri için oradaydık. Bu defa sivil toplumun katılımını sağlayacak danışma mekanizmaları, kültürel eserlerin değerlendirilmeleri ,hava kalitesinin korunması ve mikroplastik kirliliğin önlenmesi gibi 4 farklı konuda mutabakata varıldı. 10 farklı konuda teknik kom çalışmalarını yürütecektir. İlerlemeleri yeniden değerlendirmek için Eylül ayında yeniden bir buluşma olacak. Sene sonuna kadar da benzer bir toplantı gerçekleştirilecektir” dedi ve temas ve diyalogdan hiçbir zaman kaçmadıklarının altını çizdi.

Genel sekreter Antonio Guterres’e ve Anavatan Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve ekibine de teşekkür eden Tatar, “ Genel Sekreter Kıbrıs meselesinin özünü bilmekte ve bizleri anlamaktadır. Sayın Hakan Fidan görüşmelerde bana tam destek vermiştir” dedi.

Rum tarafının TC Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile ayrı bir saatlik toplantı yaptığı iddialarının da yersiz olduğunu kaydeden Tatar, ikili arasında ayrı bir görüşme olmadığını yalnızca yemekten sonra Rum lider Hristodulidis ve Fidan’ın konuştuklarını belirten Tatar, “Hrsitodulidis ve Fidan arasında bir saat süren ayrı bir toplantı söz konusu değildir. Muhtelifler Kıbrıs Türkü’nün o toplantıda nesne olarak alınmadığı şeklinde yorumlar da yaptı. Tüm bu yorumları oradan takip ettim. Fakat şunun altını çizmek gerekir ki orada esas nesne bizdik. Esas konuşmaları KKTC lideri ve Rum lider olarak yaptık. Anavatanlar bizleri dinledi ve katkılarını yaptılar. Genel Sekreter de iyi niyetle çalışmalarını sürdürmüştür” dedi.

“TUTUKLAMALAR İNSAN HAKLARINA AYKIRI”

Görüşmede ilk olarak mal mülk meselesini gündeme getirdiğini ve tutuklamaların insan haklarına da aykırı olduğunu kaydeden Tatar, “Ambargo ve izolasyonlara rağmen KKTC kendi anayasası ve düzenlemeleri ile ekonomisini devam ettirmektedir. Bu gibi saldırılar bizleri dışlamak ve zorluklar yaşatma zihniyetidir ve bu zihniyet Hristodulidis döneminde daha da abartılmıştır” dedi ve bu meselenin taşınmaz mal komisyonunun meselesi olduğunu, oluşan iyi atmosferin tutuklamalarla bozulmaması gerektiğini söyledi.

1974 sonrası KKTC’de doğan Türk vatandaşlarının Güney’e geçememesinin de insan haklarına aykırı olduğunu ve bunu da gündeme getirdiğini kaydeden Tatar, bu konuyu Yunanistan Dış işleri Bakanı’na sorduğumda hangi anlayış ve düzenleme ile böyle bir ayrım yapıldığını sorduğuma bana cevap veremedi” dedi.

“UYUŞTURUCU İLE MÜCADELEDE DE RUM TARAFI İŞBİRLİĞİNE SICAK DEĞİL”

Genel olarak Rum tarafının egemenlik içeren konulardan uzak durduğunu aktaran Tatar, uyuşturucu meselesi ile ilgili bir işbirliği teklinde bulunduğunu ancak Rum tarafının polis teşkilatı düzeyinde iş birliğine de sıcak bakmadığını ekledi.