Aslı Elder ile Parametre’nin konuğu CTP Milletvekili Fikri Toros gündeme dair değerlendirmelerde bulunarak Di Carlo’nun ülkemize gelişi ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile görüşmelerini yorumladı. Toros, “ Enerji ve güvenlik odağındaki gelişmeler ülkelerarası ilişkileri etkilediği gibi Doğu Akdeniz bölgesi ve Türk – Yunan ilişkilerini yeniden şekillendirme potansiyeline sahip değişken bir süreç içerisindeyiz. Bu gelişmeler Kıbrıs Sorununun ivedilikle çözümlenmesini gerektirdi” dedi.
Sürecin dış etkenler odağında kurgulandığını ve farklı bir süreç içinde olduğumuzun altını çizen Toros, “Kıbrıs Sorunu devam ederken adanın haricinde sorunun deniz yetki alanlarına da yansıdığını biliyoruz. Müzakere olamayan bir bölgede deniz yetki alanları da sorunlu olarak kalır ve sorunlu sularda enerji güvenliği ihtiyacı artar” ifadelerini ekledi.
BU TOPLANTI BİR DEFAYA MAHSUS OLMAYACAKTIR
Toros önümüzdeki günlerde de gayri resmi görüşmelerin devam edeceğini belirterek, “BM Genel Sekreter Yardımcısı Rosemary DiCarlo fiilen tüm tarafları bir araya getiriyor. Bu toplantı bir defaya mahsus olamayacak süreklilik arz edecek taraflar serbestçe görüş önerilerini masaya koyabilecekler. Bir uzlaşı alanı oluşursa resmi müzakereler oluşacak” şeklinde konuştu.
“İki toplumlu siyasi eşitliğe dayalı federasyon modeli ortadan kalkarsa Kıbrıs Türk toplumunun hiçbir statüsü yoktur ve olmayacaktır” ifadelerine yer veren Toros, “İlgili güvenlik konseyi kararları orada durduğu müddetçe Kıbrıs’ta çözümün yegane adı iki toplumlu iki bölgeli siyasi eşitliğe dayalı federasyondur. Bunun kendi içinde farklı modelleri vardır ve tartışılabilir ama egemen eşitliğe dayalı bir çözüm modeli çözümsüzlüğün devamı anlamına gelen bir pozisyondur” dedi.
Toros, “Tatar ve Hristodulidis’in pozisyonlarında ısrarcı devam etmesi halinde bizim gıyabımızda bir takım kararlar verilecektir. Biz bunu hak etmeyiz bu ülkenin yarını bizim irademize bağlı olmalıdır. Sürekli olarak bu gerginliği artıran ve barışçıl olmayan iki liderden bahsediyoruz bu böyle devam ettiği müddetçe bizim gıyabımızda ama doğrudan bizi etkileyen kararlar verilmeye devam edilecektir.”