Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde tarım ve hayvancılık sektörü, tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşamaktadır. Artan yem, ham madde, elektrik ve işçilik maliyetleri, dövizdeki yükselişle birlikte üreticiyi adeta nefessiz bırakmıştır. Ne yazık ki, bu ağır tabloya rağmen yaklaşık iki yıldır görevde olan Tarım Bakanı Sayın Hüseyin Çavuş ve ekibi, sektör adına somut, elle tutulur hiçbir adım atmamıştır.
Hayvancılık sektörü çökerken, bakanlık sadece laf üretmiş, çözüm üretmemiştir. Görüşmelerde sürekli aynı söylemler tekrarlanmış, sürdürülebilir tarım politikaları adı altında sergilenen vizyonsuzluk, sektörü iflas noktasına getirmiştir.
Tarım Bakanı’nın uygulamaları yalnızca yetersiz değil, aynı zamanda bölücü ve zararlıdır.
Sektörün paydaşları olan İmalatçılar Birliği ve Kasaplar Birliği kamuoyuna yanlış bilgiler servis etmektedir, sektör içinde yapay bir kutuplaşma yaratılmak istenmiştir. Sektörün tüm paydaşlarının uyum içinde çalışması gerekirken bugün yaşananlar ortadadır. Tarım Bakanı da söylemlere karşı suskunluğunu korumaktadır.
Görülen şu ki, Tarım Bakanı, gerçek üretici ile paydaşları ve halkı karşı karşıya getirme niyetiyle hareket etmekte, sahte bir algı operasyonuyla sorumluluktan kaçmaktadır.
Hayvancılar Birliği olarak bizler, artık sessiz kalmayacağız.
Tarım Bakanlığı ve hükümetin yapamadığını yapıyor, halkımızın uygun fiyatlarla et ve süt ürünlerine erişimini sağlamak için kendi kaynaklarımızla harekete geçiyoruz.
Çiğ sütte son zamanlarda yaşanan pazarlama sıkıntıları ve mevsimsel süt dalgalanmalarının etkisini azaltmak, piyasayı dengelemek, süt fiyatlarını istikrara kavuşturmak, üç beş imalatçı tarafından süt ve süt ürünlerinin ihracatı için devletin kıt mali kaynaklarının heba edilmemesi için ( 3 ayda 70 milyon TL) elimizi taşın altına koyuyoruz.
Devletin kıt mali kaynaklarının, birkaç imalatçının Arap ülkelerine ihracat yapabilmesi için seferber edilmesi; üreticiye ve halka sırt dönülmesi kabul edilemezdir. Bu yaklaşım, sadece sektörü değil, ülkenin gıda güvenliğini de tehdit etmektedir.
Üreticilerimizi ayakta tutmak ve sektöre sahip çıkmak adına, ülkemize ve sektöre peynir altı suyunu ve fazlalık sütü işleme ve katma değer yaratma adına süt tozu üretim tesisi kurmak için fizibilite çalışmalarına başladık.
Artık süt fazlalığı adı altında verilen milyonlarca liralık navlun desteği kaynağı yerli üretime ve halkın tüketeceği süt ve süt ürünlerinin sübvansiyona kullanılabilecektir.
Tarım Bakanına rağmen, üreticiden tüketiciye direk uygun fiyata et satılması için et tazmin noktalarını hayata geçirmek adına elimizi taşın altına koymaya hazırız.
Halkın alım gücünü korumak ve yükseltmek için hükümetin yapamadığını yapmaya kararlıyız.
Sayın Hüseyin Çavuş’un göreve gelirken “üreticiden biri” olduğu umuduyla desteklenen bir isim olmasına rağmen, bugün geldiğimiz noktada kendisi üreticiyi yıkan, sektörü bölmeye çalışan bir hayal kırıklığına dönüşmüştür. Yeşertmesini beklediğimiz üretim, onun yönetimi altında kurumuş, kökünden sökülmeye çalışılmaktadır.
Bizler Hayvancılar Birliği olarak, ülkemizin üretim gücünü savunmaya, üreticimizin alın terine sahip çıkmaya ve halkımız için üretmeye devam edeceğiz. Bu mücadele sadece hayvancının değil, halkın sofrasını koruma mücadelesidir.
Hayvancılık sektörü sahipsiz değildir.





