Kanal T’de yayınlanan Dünya Dönerken programına konuk olan Yer Bilim Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mehmet Necdet küresel ve yerel ölçekte deprem riskleri, Kıbrıs’ın jeolojik yapısı ve eğitim eksiklikleri konusunda önemli açıklamalarda bulundu.
Kanal T’de yayınlanan Dünya Dönerken programına konuk olan Yer Bilim Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mehmet Necdet küresel ve yerel ölçekte deprem riskleri, Kıbrıs’ın jeolojik yapısı ve eğitim eksiklikleri konusunda önemli açıklamalarda bulundu.
Dr. Necdet, Myanmar, Japonya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerde yaşanan depremlerden örnekler vererek, Türkiye ve Kıbrıs’ın da ciddi risk altında olduğuna dikkat çekti.
“EĞİTİM ŞART”
Depremle mücadelede en büyük eksikliklerden birinin eğitim olduğunu vurgulayan Dr. Necdet, “Ülkemizde hâlâ kalıcı bir deprem simülatörü bile yok. Çocuklarımızı ve gençlerimizi bu konuda bilinçlendirmiyoruz” dedi. Coğrafya ve jeoloji derslerinin eğitim sisteminde yeterince yer almamasını eleştiren Necdet, bu derslerin ilkokul düzeyinden itibaren müfredata dahil edilmesi gerektiğini ifade etti.
KIBRIS’IN JEOLOJİK HASSASİYETİNE DİKKAT ÇEKTİ
Kıbrıs’ın üç büyük levhanın kesişiminde yer aldığına dikkat çeken Dr. Necdet, özellikle Gaziveren ve Doğu sahil şeridinde bulunan Long Beach bölgesindeki yapılaşmanın riskli olduğunu belirtti. “Bu alanlarda zemin oldukça cıvık karakterde ve bazı yüksek katlı yapıların temellerinin sağlam zemine kadar ulaşıp ulaşmadığı belirsiz” dedi.
“TOPLUMSAL BİLİNÇ İÇİN SİVİL TOPLUM DEVREYE GİRMELİ”
Dr. Necdet, yerel yönetimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının aktif rol oynaması gerektiğini vurguladı. “Depremlerle ilgili farkındalık kampanyaları, bilgilendirme toplantıları ve müfredata entegre edilecek derslerle ancak bu bilinç oluşturulabilir. Aksi halde yaşanan her sarsıntı sadece korku ve kayıpla sonuçlanır” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de gerçekleştirilen 77. Jeoloji Kurultayı’na da değinen Dr. Necdet, burada Kıbrıs’taki antik bakır madenciliğiyle ilgili bir sunum yaptığını paylaştı. Kıbrıs’ın tarih boyunca bakır üretiminde öncü bir coğrafya olduğunu belirterek, madenlerin çevreye zarar vermeyecek şekilde değerlendirilmesinin önemini vurguladı.