Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, Güney Kıbrıs’ta son dönemlerde Kıbrıslı Türkler aleyhine açılan davalara ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
yargı sürecine dair kamuoyuna yansıyan gelişmelerin, hukuki değil siyasi bir stratejinin parçası olduğunu savundu.
Rum Lider Nikos Christodoulides’in “Bu yargıyla ilgilidir, bizim yapabileceğimiz bir şey yoktur” sözlerini hatırlatan Özersay, bu açıklamayı “palavra” olarak nitelendirdi.
Konuya ilişkin değerlendirmesinde Özersay şu ifadeleri kullandı:
“Yasadaki değişiklikleri yapan siyaset değil mi? Mecliste bu düzenlemelere destek veren Christodoulides’in kendisiydi. Bu değişikliklerle bazı suçlar ağır ceza kapsamına alındı ki tutuklamalar olsun, yargılamalar tutuklu yapılsın. Bu doğrudan bir siyasi tercihtir.”
Özersay, sadece yasa değişikliğiyle sınırlı kalınmadığını, e-posta yoluyla tebligat yapılmasının da yasal hale getirildiğini ve bunun, yurtdışındaki kişilerin haberdar edilmeden haklarında işlem yapılmasına zemin hazırladığını söyledi. Ayrıca, Güney Kıbrıs’ta bu süreçlerin arkasında polis içerisinde kurulan özel birimin olduğunu ileri sürdü.
“Bu birim, vatandaşları kendiliğinden şikayet etmesini beklemiyor. Aksine kişilere ulaşıyor, onları ikna ediyor ve şikayet dilekçelerini yazdırıyor. Taşınmaz Mal Komisyonu’na gelip tazminatını talep eden, uzlaşmaya hazır olan bir Rum vatandaş dahi polis tarafından yönlendirilerek şikayetçi yapıldı. Sonrasında bir yabancı tutuklandı ve hapse atıldı.”
Tüm bu gelişmelerin, “yargı süreci” değil, açıkça kurgulanmış bir “siyasi operasyon” olduğunu söyleyen Özersay, Rum yönetimini samimiyetsizlikle suçladı:
“Bu düpedüz siyasi bir stratejidir. Kılıfına uydurmaya çalışıyorlar ama gerçek ortada. ‘Bizim yapabileceğimiz bir şey yok’ demek kocaman bir yalandır. Yargı süreci kılıfı arkasına saklanmasın kimse.”
Özersay, yaşananların iki toplum arasında güveni zedelediğini ve siyasi ilişkileri daha da çıkmaza sürüklediğini belirterek uluslararası topluma da çağrıda bulundu.