Siyasetin finansmanı, özellikle aday ya da partilerin seçim kampanyalarının nasıl ve hangi kaynaklardan sağlandığı demokrasinin çok önemli bir boyutunu teşkil eder.

Şeffaflık, özellikle mali şeffaflık sağlam ve yozlaşmamış bir demokrasinin olmazsa olmaz koşullarından biridir.

Bu nedenle, hem ABD'de hem de Avrupa'da parti ve adayların özellikle seçim kampanyalarında kullanacakları finansmanın, alacakları bağış ve yardımların çok ayrıntılı ve sıkı kurallara bağlı olduğu görülür.

Aslında, siyaset kurumu diğer tüm kurumları alacağı kararlarla doğrudan etkileyebileceği için bu tip kuralların konması ve bunlara uyulup uyulmadığının denetlenmesi çok önemlidir.

Klasik deyişle, parayı veren düdüğü çalacağı için siyasetçileri ve siyasal kurumları çıkar gruplarının en zenginlerinin insafına, yönlendirmesine ve rant kollamasına açık hale getirmemek gerekir.

Daha doğrusu, tümüyle çıkar gruplarının dümen suyunda seyretmelerini engellemek toplum kaynaklarının daha etkin ve verimli kullanılması için şart görünür.

Nitekim çok partili siyasal hayatla birlikte, ülkemizde de siyasetçileri ve siyasal partileri çıkar gruplarının manipülasyonundan korumak için partilere devlet yardımı yapılması öngörülmüştür.

Bir başka anlatımla, partileri çıkar gruplarının parasına ve insafına bırakmamak için objektif ölçütlerle belirlenen devlet yardımı yapılmaktadır.

Bu yardım, elbet yukarıda sıralanan nedenlerle gerekli ve yararlıdır.

Ama, özellikle seçim kampanyalarında partilerin devlet kaynaklarını kendi yararları doğrultusunda kullanması ya da belli çıkar gruplarından gizli olarak maddi yardım alması KKTC’de rutin bir teamül olmuştur.

Oysa geçtiğimiz hafta Fransa’da yaşanan bir gelişme, bu tip teamüllerin bırakın rutinleşmesini, ağır cezalar gerektirdiğini yeniden hatırlatmıştır.

Buna göre, Fransa Anayasa Kongresi, geçen yıl milletvekili seçilen Jean Loussuco, Stephane Vojetta ve Brigitte Barages’in milletvekilliğini, seçim kampanyalarının finansmanındaki usulsüzlüklerden dolayı iptal etmiş ve onları siyasetten men etmiştir.

Üstelik, seçim kampanyası masraflarını şahsi banka hesabıyla ödemek ve bu masrafların büyük bir kısmının üçüncü şahıslar tarafından finanse edilmesi gibi, ilk bakışta basit görünen, ama özünde yozlaşmayı gösteren bir gerekçe göstererek.

Evet genellikle, siyasetten men etmeyi halk yapar ama hukuğun da demokrasiyi korumak gibi önemli bir işlevi olduğu unutulmamalıdır.